Beyoğlu'ndaki gregoryan ermeni kiliselerinin merkezi olduğunu öğrendiğim bu kilisye, buralarda bunca yıldır dolanmama rağmen ilk kez girdim. Balik pazarinin içinde, solda kalıyor. Dolmabahçe Sarayı'nın da mimarı olan Garabet Amiira Balyan tarafından 19. yüzyıl avrupa gotik-eklektik mimarisi ile inşa edilmiş.
Şehrin merkezinde ve yeterince büyük olması, koro için uygunluğu nedeniyle düğünler için de sıkça tercih edilen bir kiliseymiş.

İstiklal Caddesi’nde yalnızca bilinen ve en çok ziyaret edilen kiliselerin dışında böyle görece daha az bilinen kiliseler de mevcut. Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi ya da diğer adıyla Üç Horan Kilisesi’nin tarihinin 16.y.y.a kadar uzandığı söyleniyor. Aynı yerde daha önce bir çocuk okulu inşa ediliyor ve bu yapı daha sonra kiliseye çevriliyor ancak çıkan bir yangında yok oluyor. 1836'da Dolmabahçe Sarayı'nın da mimarı olan Garabed Amira Balyan ile birlikte Hovhannes Amira Serveryan ve Usta Minas Ağa tarafından yeniden projelendirilip inşa edilen ve bugünkü görünümüne kavuşan kilise 1838’de ibadete açılıyor ve günümüze kadar ulaşıyor.

Kapıdaki elemanların erkeklere karşı garezi var galiba. Dikkat edin buradaki olumlu yorumların büyük çoğunluğu kadınlara ait zira erkekler -Ermeni olmadıkları- sürece içeri alınmıyor. Tek olarak ne zaman gitsem ya kovulmaktan beter edildim ya da şüphe ve kuşku dolu bakışlar altında avlusuna şöyle bir bakmama müsaade edildi.

İstiklalin kalabalık halini anında unutturan sakın bir kilise. Ziyaret ettiğimizde bizden başka ziyaretçi yoktu. Ermeni katolik kilisesidir. Nazik bir beyefendi dilersek pazar günü ibadeti izlemeye gelebileceğimizi söylemişti. Katolik kiliselerinin karanlık ve kasvetli yapısının aksine ferah ve aydınlık bir atmosferi vardır.

Çiçek pasajından ulaşılan, gayet güzel bir kilise. 16:30’da kapanıyor. Son dakika gitmeme rağmen birkaç dakika da olsa girmeme izin veren görevlilere tekrar teşekkür ediyorum. Güzel insanlar iyi ki varlar.

Görevlilerden herkes şikayetçi fakat bence ilgiliydiler, farklı iki bölümü var ikisi de açıktı.

İstiklal caddesinin kalabalığından sıyrılıp buraya uğramak güzeldi. Tarihi yerleri sevenler için güzel bir kilise. Ben gittiğimde kimse yoktu. İstiklal caddesinin diğer kiliseleri gibi yoğun bir kilise değil. Diğer kiliselere oranla da içerisi bana çok aydınlık geldi.
Çiçek Pasajı ile çok yakın. Gidenlerin ikisini de görmesini tavsiye ederim.

Keşke dünyanın her yerinde ibadethaneler olduğu şekli ile kalsa korunma tabiat varlıkları statüsüne alınsa...

İç dizaynı dış dizaynı olarak çok güzel tarihi bir yer. Hafta içi gitmiştim açıktı

Mevcut Kilise’nin temeli 1836’da atılır. Patrik Madteos Çuhacıyan önderliğinde Cemaat Meclisi kararıyla yeniden inşa girişimi çalışmaları başlar. Bağdasar Amira Kasbaryan-Çerazyan mütevelli atanır. Kilise’nin mimarları ise Garabed Amira Balyan, Hovhannes Amira Serveryan ve Usta Minas Ağadır. İnşaası iki senede tamamlanarak 1838’de Patrik Isdepanos Ağavni tarafından ibadete açılır.

Çiçek pasajına yakın temiz ,ferah bir kilise.İstanbul'un içiçe geçmiş binbir güzelliginden birisi.Cemaattan iki kişinin inceliği güleryüzlü davranışlarına da teşekkur ederiz.