Kitabını okuyupta müzesini mutlaka gezmeniz gerekir,ben buradan gördüklerimi koydum ama görmedikleriniz bundan çok fazla..

Romanın her sayfası okuyucu için somutlaştırılmış, okuyucuyu hayal dünyasından alıp füsun ve kemalle yolculuğa çıkartıldığı bir mekan olmuş. Her ayrıntı o kadar özenle düşünülmüş ki görünce ilk okuduğunuz anlara,o duygu yoğunluğuna gidiyorsunuz.kitabı okumayan gitmesin hiçbir şey anlamaz,bi zahmet okuyun… kitabınızla giderseniz giriş ücretsiz.müzeyi yazarın sesinden 20 tl karşılığında dinleyip gezebiliyorsunuz.

Çok güzel olmuş. Kitabı okuyarak gittim. Zaten okuduktan sonra mutlaka müzeyi görmek istiyorsunuz.
Giriş 200 lira. Kitabınız varsa içinde bir ücretsiz bilette var.
Kitabı okumasanız bile etkileneceğiniz biryer olmuş.
Düş mü gerçek mi sorusu aklınızdan hiç çıkmıyor.
Tebrikler Orhan Pamuk

🕵🏼Annemin aylardır gitmek istediği müziğe nihayet gitmiştik. Ben kitap okumamıştım annemin aksine ama kitap okumama rağmen gidip görebileceğimi aksine kitap okumak için benim motive eden ve meraklandıran bir düzeyde müzenin %60’ını anlamıştım, etrafta bu konuda bilgilendiren şeyler var ama tabii ki büyülenmek için kitap okumak gerekiyor. gerçekten yok böyle bir aşk diyebileceğiniz bir kitabın yanında müzedeki eşyaların gerçek olması da tüylerinizi diken diken ediyor.

📕Bildiğiniz üzere; masumiyet müzesi Orhan Pamuk’un Kemal Basmacı ile yaptığı konuşmadan sonra 2000 ve 2008 yılı arasında yazdığı bir romandır. Müzede kitabın bölümlerinden esinlenerek yapılan kutular ve içinde sergilenen eşyalar vardır. Kutular kronolojik sırada elinizde kitapla gezebileceğiniz bir düzeyde 4 katlıdır, 3 katı müze sergisidir. Müzeyi gezerken arka planda kitaptaymışsınız gibi hissettiren sesler ve ekrana yansıyan kareler vardır.

🏢 Müze’nin hijayesi kitabın ana karakteri Füsun un Beyoğlu’nda yaşadığı evdir müzede sergilenen eşyalar kitaptaki Kemal’in sakladığı eşyaların yanı sıra evde kalan eşyalarla beraber Orhan pamuğun da katkısının bulundurup yaptırıldığı yeni bölümlerin ve odalarında eklendiği bir müzedir müzenin yapılışında bir sürü ünlü ismin geçmişliği vardır Nil Karaibrahimgil bunlardan biri.

📍Beyoğlu’nda Tom Tom Sokak’ta görebileceğiniz haritaları kullanabilirsiniz

🎟️Müze kart geçerli değildir ve bunun bir yanı sıra masumiyet müzesi kitabıyla gittiğiniz taktirde kitabın 485. sayfasında müzeye ücretsiz bir kerelik giriş bileti vardır.
Öğrenci 75₺
Tam 150₺dir
Sesli rehber 20₺dir
Turistlere ayrı bir fiyat verilmektedir.
Kitabı okumadığın için mini bir kitapçık verildi, müzeye dair bilmeniz gerekenler özetle anlatılmıl çok yararlı.

⌛️Pazartesi hariç 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Müze çok ince düşünülmüş. Kitabı getiren herkese ücretsiz olan müze yetişkin için 250 TL. 20 tl vererek Orhan Pamuk'un sesinden dinliyorsun eşyaların hikayelerini.
Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk'un 29 Ağustos 2008 tarihinde İletişim Yayınları tarafından piyasaya sunulan aşk romanıdır. Pamuk'un on yıllık çalışması sonucu oluşturduğu ve kızı Rüya Pamuk'a ithaf ettiği roman, günlük hayat, resim, arkadaşlık, cinsellik, yalnızlık, mutluluk, gazeteler ve televizyon, aile gibi konuları ele alır. 2008 yılında Türkiye'de piyasaya çıktıktan sonraki ilk üç günde en çok satanlar listesinde birinci sıraya yerleşmiştir.

1975 yılında başlayan hikâye, tekstil zengini Basmacı ailesinin okumuş 30 yaşındaki oğulları Kemal ile uzak akrabaları, yoksul Keskin ailesinin 18 yaşındaki güzel kızı, tezgahtarlık yapan Füsun arasındaki aşkı anlatmaktadır. Romanın çeviri hakları kitap basılmadan satılmış; New York Times'ın "2009'un en iyi kitapları" listesinde yer almıştır.

Orhan Pamuk, hayatı boyunca topladığı, biriktirdiği nesneleri, İstanbul'da kurduğu roman ile aynı adı taşıyan bir müzede sergiler. Masumiyet Müzesi, 28 Nisan 2012'de açıldı. Orhan Pamuk'un tamamen kişisel servetinden hamiliğini üstlendiği müze, Çukurcuma'da yer alan 1897 yapımı üç katlı tarihi bir binada bulunmaktadır.

Masumiyet Müzesi, sadece bir müze değil; bir aşkın, kaybolan zamanın ve hatıraların somut hale geldiği büyüleyici bir yer. Orhan Pamuk’un aynı adlı romanından ilham alan bu müze, Kemal’in Füsun’a olan aşkını ve 1970’ler İstanbul’unun nostaljik atmosferini en ince detaylarıyla hissettiriyor. Her vitrin, bir anıyı saklıyor; eski fotoğraflar, takılar, mektuplar, sigara izmaritleri ve gündelik eşyalar… Hepsi bir zaman kapsülü gibi, insanı derinden etkileyen bir hikâyeyi anlatıyor.

Müzeyi gezerken duygularınıza hâkim olmak zor. Her köşesinde bir hüzün, bir özlem var ve buradan çıktıktan sonra bile o hissiyat üzerinizde kalıyor. Adeta bir romanın içine girmiş gibi hissediyorsunuz ve o atmosfer sizi bir süre daha bırakmıyor.

Ziyaret etmek isteyenler için önemli bir not: Eğer Masumiyet Müzesi kitabınız varsa, kitabın içinde bir giriş bileti bulunuyor. Yanınızda götürürseniz, ayrıca bilet almanıza gerek kalmadan müzeye giriş yapabilirsiniz. Eğer kitabı okumadıysanız, burayı ziyaret ettikten sonra mutlaka okumalısınız. Çünkü müze, hikâyeyi çok daha derinlemesine anlamanızı sağlıyor.

İstanbul’da kesinlikle unutulmayacak, çok özel bir deneyim!❤️

Kitap,in içinde bilet Orhan Pamug,un kitabi Masumiyet Müzesi .
Kitap yoksa Bilet almak durumundasiniz harika bir yer. Biz cok begendik …

Arkadaşımla kitabını okuyup müzesine gelmek için ben Rizeden o Bursadan geldi ve gerçekten çok farklı bir deneyimdi. Romanın sayfalarında dolaşıyor gibiydik. Her köşesinde farklı bir ayrıntı var. Bizi etkileyen çok güzel bir müzeydi.

Masumiyet Müzesi’ni gezmek benim için çok özel bir deneyimdi. Orhan Pamuk’un aynı adlı romanını okumuştum, ama müzeyi gezmek bambaşka bir his kattı. Gerçekle kurgu arasında ince bir çizgide yürüyormuşum gibi hissettim; her köşe, her eşya sanki romandaki duyguları yeniden yaşatmak için özenle yerleştirilmişti.

Haftaiçi gitmeme rağmen beklediğimden kalabalıktı, bu da insanların hâlâ bu hikâyeye ne kadar bağlı olduğunu gösteriyor. Buna rağmen müzede uzun uzun vakit geçirebildim. Özellikle vitrindeki küçük objeler, günlük eşyalar ve anlatıların birleşimi, bana hem tanıdık hem de tuhaf derecede duygusal geldi.

Tasarımı çok iyi düşünülmüş, hiçbir şey rastgele değil. Müze, sadece bir karakterin değil, bir dönemin İstanbul’unu da hissettiriyor. İçeride zamanın yavaşladığını, hafızanın somutlaştığını hissediyorsunuz. Çıkarken hem biraz hüzünlü hem de tatmin olmuş hissettim. Kitabı okumayan biri için bile etkileyici olabilir ama okuyanlar için gerçekten unutulmaz bir deneyim.

Kitabı okumayanlar için eski istanbul esintileri bulunan 3 katlı bir müze yolunuz düştüyse farklılık olsun diye girilebilir , kitap ile ücretsiz girilebiliyor.

Çok güzel bir müze, gezmek çok keyifliydi tekrar gideceğim. Konumu kolay Taksim den 15 dakika yürüme mesafesinde. Bileti girişte kolaylıkla temin edebiliyorsunuz ve bence uygun fiyatlı. Haftasonu biraz kalabalık olabilir yürüme alanı dar çünkü, ben haftaiçi erken bir saatte ziyaret ettim çok sakindi. Müzenin bir alt katında yazarın kitapları, bez çanta, müzeye ait hatıra bir şeyler alabilmeniz için ufak bir dükkan var bence çok tatlı. Bu arada ben bilmiyordum bilmeyenler için Masumiyet Müzesi kitabında tek seferlik kullanmak üzere bir bilet mevcutmuş girişte görevliye damga bastırıp da bilet almadan müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Ortam ambians muazzamdı keyifliydi.