Atpazarında Ahi Şerafettin Camii ve türbesinin kuzeyinde düz bir alanda yer almaktadır. Türbe kare planlı, kubbeli baldaken formlu bir yapıdır. Dış ölçüleri 4,8x5 m.dir. Yakın çevresi duvarla örülmüş olmakla birlikte kaidesi yoktur. Altında bir cenazeliğinin olduğu söylenmekte ise de bunu destekleyecek bir kalıntı görülmemektedir.
Türbenin dört köşesindeki yekpare taşlardan yapılmış kaidelere oturan devşirme mermer sütunların üstlerinde birbirinden farklı formlarda basit birer başlık bulanmaktadır. Üst yapı tamamen tuğla kullanılarak yapılmıştır. Dört cephedeki sütun başlıkları üzerinde yükselen sivri kemerlerle birleştirilen üst kısım iki sıralı kirpi saçakla bitmektedir. Dıştan kurşun kaplamalı kubbenin üstünde taştan bir alem mevcuttur. Kemerler ahşap gergilerle desteklenmiştir. Kubbeye pandantiflerle geçilmiştir. Türbe zemininde kare tuğlalar döşelidir.
Ortada yeni yapılmış yapının mimarisi ile uyum sağlamayan, kozmopolit, mermer sanduka bir vardır. Mezarın yapımı sırasında türbenin sütunları beyaza, üst yapı kırmızıya boyanmıştır.
Mübarek Galip, halk arasında Kesikbaş Türbesi diye bilinen yapının serbest elle çizilmiş bir resmini ve buradaki mezar taşının kitabesini vemiştir. Günümüzde yerini bilemediğimiz bu mezar taşı kitabesi şöyledir.
Ön yüzü:
1- İntekalet el-merhumel mağfur
2- Es-sa'id eş-şehid min dar’ül-fena
3- İlâ dar'ül-beka felek’üd-din Bey
Arka yüzü:
1-El-mevt-ü sebîl külli hayy-i musîlik(?)
2- Ve külli'n-nâs f'il-bâsi hayy
3-Felev innâ ilâ mehar kena
4-Elkâ el-mevti birâhati külli hayy(M. Galip, Age, s.14, Lev: 5.)
Günümüze gelemeyen bu mezar taşı kitabesinde türbenin "Felekeddin" isminde birine ait olduğunu öğreniyoruz. Bu türbe bazı araştırmacılar tarafından Hacı Arap Türbesi diye isimlendirilir. Ahi Şerafettin Külliyesi ile birlikte olması sebebiyle ve mimari formuna göre XIV. yüzyıl sonlarına tarihlendirilebilir.
Eski resimlerde türbe bir mezarlık içinde yer aldığı görülmektedir. Kimliği hakkında ileri sürülen rivayetlerden Felekeddin ismine sıcak bakıyor, Hacı Arap şeklindeki isimlendirmenin de ihtimal dahilinde olabileceğini veya Hacı Arap lakaplı Felekeddin Bey isminde bir kişye ait olabileceğini düşünüyoruz.( Ali Kılcı, Türkiye'deki XIV-XV. yüzyıllara Ait Baldeken Tarzı Denen Türbeler, Ankara, 2001, s. 80) Herhangi bir vakıf kaydı bulamadığımız türbede yatan kişinin Aslanhane Külliyesiyle ilgili bir kişi olması da muhtemeldir.