Hiç kimseye Ankara onkoloji hastanesinde hematoloji bölümünde ve yoğun bakimda tedavi olmayı tavsiye etmiyorum. Hematoloji bölümünde kan kanserden tedavi olmaya karar verirseniz bile herşey kaydına alın. Doktora her zaman iyimser ve kötümser senaryo hakkında her detayı sorun. Çünkü size sadece iyimser senaryo anlatacaklar. Kemoterapi başladığında mutlaka kemoterapi orderleri okuyun ve koşa koşa bakmadan okumadan hemşirelere vermeyin.
Enfeksyon CRP yüksek varsa 5 kere sorun kemoterapi almak o hafta sakıncalı mı yani sürekli tetikte olun. Bütün dokümanları okuyun kimseye güvenmeyin. Durum ciddi olursa lütfen yoğun bakıma yatmayın. Yalvarıyorum gidin evinize orada sakin bir ortamda yatın. Evet belki ölmek da vardır ama fazla acı çekmeden ölürsünüz. Sizin eve gitme kararınızdan bu hastanedeki doktorlar daha iyi çözüm bulmaz, bulamazlar. Basıyorlar 5-6 antibiyotik, ateş karşı ilaç veriyorlar, hiç buz kullanmadan, her yeri delik döşek yapıyorlar, oradan sağlam insan çıkar mı?
Farz edin yoğun bakımda yatıyorsunuz çünkü tedavi olmak istiyorsunuz. Enfeksyonu kaptınız , bir türlü sizden bu enfeksiyon çıkmıyor. Zannediyorsunuz ki enfeksiyonun ineceğini yer yoğun bakım. Hayır nolamaz. Zaman ile pislenen kateterler, arada hapşıran hemşireler, sürekli telefonu eline alan hemşireler, mesaiden önce pis metro ile kirli otobüs ile hastane uniforma ile işe gelen hemşireler yogun bakıma bu uniforma ile girip bütün mesai saatleri kalıyorlar,hastanesin pis banklarda hemsireve doktorlar sigara içip yogun bakıma dönüp aksama kadar çalışıyorlar, ayrıca direnç kazanan hastane enfeksiyonlar ( onlar hakkında kimse konuşmaz ama bu ayrı bir tıp dalı) Yogun bakım bölümde Havalandırma sık sık bozuluyor, yani o pis mikroplar yoğun bakımdan çıkmıyor anlaşılan döne döne o mikroplar bakteriler virüsler semazen oluyorlar. Hastamıza Erikli suyu 0.5 marketten getirdim, zannettim bu su şişeleri dezenfekte ediyorlar ama Hayır silmeden dezenfekte etmeden hastaya eline veriyorlar.
Yogun bakımın sık sık Musluğu tıkalı, dibinde pis su hemen gitmiyor, sivi sabun sabunlukta su ile karışık, katı kıvamında değil, ekonomik olsun galiba. Hasta yakınların saçı açık ve kirli ayakkabı ile yoğun bakıma giriyorlar. Ben mesela az önce hastanedeki alaturka wc ye girdim aynı ayakkabi ile yoğun bakıma girmiş oluyorum. Hasta yakınları bazen 8 kişi giriyorlar. Bi hafta aşiret ailesi vardı, sekizer kişi girdi çıktı. Biz mesela hasta yakını olarak 5 dakika duruyoruz hastamızın yanında, Aşiret ailesi yoğun bakımda 15 dakika duruyor. Enfeksyon iner mi arkadaşlar?!
Yoğun bakımın doktorlar hepsi defansif doktorluk sergiliyorlar. Sen hasta yakını olarak ayakta durmaya zorluyorsun, tedavisinin 30 gün geçti, yoğun bakımdaki doktor seninle konuşurken sanki defans oyuncu gibi bazen agresif ve kendini sürekli savunuyor. Senin hastayi savunmuyor kendini savunuyor.
Bu ortamda bulunmayın zaten hasta bir haftada yoğun bakımdan cikmadıysa o hastaneden alın eve götürün.
Burnundan sürekli kanama oluyordu, sadece 20 gün sonra KBB uzmana kendiliğinden eriyen pansuman kullanmak aklına geliyor. Nerede temin edeceğini da bilmiyor, samanda igne gibi aradık bulduk ve sadece 10 gün sonra kullanabildik.
Ankara onkoloji hastanesinin hematoloji bölümün ve yoğun bakımın personelin bir damla acıma duygusu yok. Hepsi metanetli, soğukkanlı. Bir doktor o bakteri dolu yoğun bakımdan çıkıp demedi ki siz eve götürün adam rahata sükunete kavuştursun biz zaten bu parasızlık ile bu gereksiz protokol ile iyileştirmeyi beceremiyoruz. Ben bu hatayı yaptım benim yakışıklı eğitimli eşimi kurtaramadım, siz bari alın götürün. Evden bu hastane daha kötü olamaz.