Hayatını kaybeden kedim Cupa ve şu an klinikte yaşam savaşı veren ikinci kedim için bu yorumu yazıyorum.
Yaklaşık 20 gün önce ev kedim Cupa’yı kısırlaştırma ameliyatı için bu kliniğe götürdüm. Ameliyat sonrası 7. gün yarasının hiç iyileşmediğini, dikilen bölgenin hâlâ açık ve enfekte olduğunu fark ettik. Derhal başka bir veteriner kliniğine götürdüğümüzde durumun ciddi olduğu, enfeksiyonun ilerlediği ve kedimin acil yatış alması gerektiği söylendi. Takip eden günlerde kedim defalarca kustu, yoğun halsizlik ve ishal yaşadı. Yapılan testlerle FPV (feline panleukopenia) tanısı kondu.
Evden hiç çıkmamış, başka hiçbir hayvanla teması olmamış bir kedide, ameliyat sonrası bu kadar kısa sürede nasıl FPV başlar? Enfeksiyonun, bağışıklığı zayıflamış halde yapılan bu sorumsuz ve ihmalkâr ameliyat süreciyle tetiklendiği çok açıktır.
Kaldı ki kedim, FPV gibi ölümcül bir virüsle savaştığı yetmezmiş gibi, ameliyat yerindeki kötü dikiş uygulaması ve ardından gelişen bakteriyel enfeksiyonla da savaşmak zorunda kaldı. Sonuç? 4.5 yaşındaki, sağlıklı ve neşeli kedim hayatını kaybetti.
Şu an evdeki ikinci kedim aynı belirtilerle aynı savaşı veriyor. Klinik yatışının 7. gününde ve durumu kritik.
Bu yorum bir şikâyet değil, açık bir uyarıdır. Hayvanlarınızı gözünüz gibi korurken, en temel tıbbi işlemlerde bile böylesine büyük hataların yapılabileceği gerçeğini unutmayın. Bu yaşadıklarım bana, güvenin ve can emanetinin ne kadar kolay suistimal edilebildiğini acı şekilde öğretti.
Bir kedim öldü. Diğeri ölümle boğuşuyor. Sebebi açık: ihmal, özensizlik ve yeterli hijyen protokollerinin uygulanmaması.
Bu kliniğe canınızı emanet etmeden önce bir kez daha düşünün. Çünkü bazen tek bir hata, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuruyor.