Annem yakın zamanda sizin kırtasiye dükkânınıza girdiğinde, teşhirde duran bir ürünü eline almış ve ürün kazayla zarar görmüş. Bunun üzerine görevli ya da işletme sahibi tarafından kendisine bağırılarak ödeme istenmiş ve annem, sırf olay büyümesin diye, hiçbir yasal zorunluluğu olmamasına rağmen ödemeyi yapmış.
Bu olay hem hukuki açıdan hem de insanlık adına ciddi şekilde yanlış.
Öncelikle belirtmek isterim ki, Türk Borçlar Kanunu ve Yargıtay içtihatlarına göre, teşhir edilen bir ürünün kazayla zarar görmesi durumunda, ürünün güvenli sunumundan işletme sorumludur. Açıkta duran bir ürünü müşterinin incelemesi doğaldır ve bu sırada yaşanan bir kaza, müşterinin ödemesini gerektirmez. Yani annenin yaptığı ödeme tamamen sizin tarafınızdan yaratılan baskı ve yanlış yönlendirme sonucu gerçekleşmiştir.
Daha vahimi ise, bir müşteriye —hele ki yaşı büyük bir kadına— bağırılarak ödeme istenmesidir. Bu, ticaret değil; kaba kuvvetle tahsilattır. Ne ahlaken kabul edilebilir, ne de esnaflıkla bağdaşır.
Bu tür bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Annenin iyi niyeti sizin hatanızı telafi etmiş olabilir ama bu sizi haklı çıkarmaz. Hakkımız olmayan bir parayı alıp üstüne de ses yükseltilmesini normal görmek, sizin tarafınızda ciddi bir zihniyet sorununa işaret eder.
Gerekiyorsa bu olayın hukuki sürecini başlatabileceğimi de belirtmek isterim. Ancak önceliğim, bu tavrın fark edilmesi ve bir daha kimsenin böyle bir muameleye maruz kalmamasıdır.
Bilginize.