hayalkırıklığı ve öfke ile andığım yaklaşık 2 yıllık bi terapi sürecim oldu Özge ile.
bi yere kadar gayet iyi giderken, hem anlaşıldığımı hissedip hem de özellikle kendisi ve seanslarla ilgili eleştirilerime açık ve anlamli yanıtlar alabilirken son 4-5 aylık süreçte duyulmadigimi gorulmedigimi, anlaşılmadigimi dibine kadar hissettim. Örnek vermek gerekirse şöyle şeyler yaşadım:
beni zorlayan bi konu hakkında konuşurken ve onun sorularına yanit verirken bi anda bana "musa bey 15 dakikadır bunu konuşuyoruz, kendinizden bahsetmiyorsunuz" deyip hem sert bi çıkış yaptı hem de o anki coskumu engelledi. kaldı ki beni durdurmaya hakkı var mıydı? Bana aynı zamanda "seanslar sizin istediğiniz şeyden bahsedebilirsiniz" diyen birinin bu tavrı, bu tutarsızligi beni çok rahatsiz etti ve inanın belki 10 seans boyunca ona bu durumun beni rahatsız ettiğini anlatmaya çalıştım, asla abartmıyorum en az 10 seans. Ve biliyo musunuz günün sonunda aldığım cevap şu oldu: evet sizi durdurmamaliydim. ama asla bi özür duyamadım. Ve bu bana değersiz hissettirdi, sanki onun deney faresiymisim gibi hissettirdi. Ve ona bu durumu ispatlama çabası beni gerçekten yordu.
başka bi konu, ben güven konusunda hassas biri olarak onun bana bey demesinin nedenini sordum: bunun saygıdan dolayı olduğunu söyledi, ama ben bunun sanki beni kontrol etmek için yapılan bisey olduğunu hissettigimi, bana guvenilmedigini ve bu yüzden bana adımla hitap etmediğini hissettiğimi söyledim, bundan sonra bana "bey" dememeye özen göstereceğini söyledi ve gerçekten seanslar bitene kadar nerdeyse "bey" diye hitap etmedi, ben bi sure sonra "siz'li" konuşmasının da rahatsız ettiğini söyledigimde yine "ekol gereği", "çerçeve gereği" gibi açıkçası beni tatmin etmeyen yanıtlar aldım. Ve işin tuhaf kısmı ergenlere de bu sekilde hitap ettiğini ve bunun nedeninin "onlara ablalık yapmak istememesi" olduğunu söyledi. Yani bakın başka biriyle ilgili aynı duruma açık bi sebep söylerken neden bana bu şekilde açık yanit vermiyorsun diye sorduğumda yine benzer cevaplar aldım. Hatta bu konudaki israrimin üzerine bana "tepiniyorsunuz, seansları bitirmek için çabalıyorsunuz" dedi. Bu kelime de beni rahatsız etti. Son seansımızda hitap konusuyla ilgili ekolunde neden böyle bi kural var yani neye yarıyor diye daha açık bi sekilde sordugumda aldığım cevap: "bilmiyorum öyle öğrendim" oldu. inanılmaz hayalkırıklığı duydum, çünkü onlarca kez bu soruyu sordugumda bu cevabi alamamıştım.
Son bi örnek vermek istiyorum: bi gün bana daha önce kendisinin söylediği bi cümleyi aktardım, hani "siz bi gün şöyle bisey demiştiniz" dediğimde (ki bu normal biseydi, bi bilgi falandı sanırım) "hayır ben böyle bisey söylemiş olamam" gibi bi cevapla karşılaşınca dedim herhalde ben yanlış hatırlıyorum. ama benzer biseyi ikinci defa yaşadığımızda bu bana çok kötü hissettirdi (ikinci söylediği şeyi daha sonra hatırladı), hani düşünsenize daha önce söylediği biseyi bu şekilde inkar eden birinin başka söylediklerine nasıl güveneceğim? Bu soruyu aynen kendisine sordum, bana "evet haklısınız, bu sizi güven konusunda olumsuz etkileyebilir" gibi cevap aldım ki bu da iste yine beni rahatsız etti, hani sanki bu davranışı gerçekleştiren başka biri ve o yorumluyor bu durumu ve o an hani ben ciddi bi rahatsızlık duyuyorum ama dediğim gibi asla özür dilenmiyor.
Bu verdiğim üç örnek beni ciddi anlamda olumsuz etkileyen örneklerdi. ufak tefek bazi başka hatalar da oluyordu ama hem uzatmak istemiyorum hem de aslında anlatmak istediğim şey: hata tabi ki olabilir, ama hatasını kabul etmemek için, bu konuda sorumluluk almamak için, karşı taraftan özür dilememek için çabalayan biriyle nasıl devam edebilirdim? Hatasını sonunda kabul etse bile asla özür dilemeyisi değersiz hissettirdi, sanki onun deneme yeriymisim gibi. sanki onun için değersiz biseymisim gibi.
bana özellikle ilk zamanlarda çok yardımcı oldu, bunun da farkındayım ama yasadigim bu tarz durumlar kabul edilebilir değildi. şuan dahi iç huzursuzluğu duyuyorum. kendisini tavsiye etmiyorum. (olumsuz yorumlar siliniyor)