Harput'tan Meteris mezarlığına çıkılırken Beyzâde Kabristanlığının 100 m güneybatı yönünde medfundur. Tayyar Baba Türbesi dikdörtgen planlı inşa edilerek üzeri sacdan yapılmış çatı ile kaplanmıştır. Duvarlarda kesme taş ve beton işçiliği vardır. Çevresi özel kabristanlık olarak ayrıldığından etrafına ihata duvarı çevrilmiştir.
Kadiri şeyhlerinden olan Tayyar Baba (k.s) ilk eğitimini kendi aile çevresinden alır. Ağabeyi Hacı Mehmet, Hacı Ömer Hûdaî Baba'nın (Bkz. Mollakendi Türbeleri ) yanında yetişmiştir. Dolayısıyla Kadirilik tarikatına meyli ağabeyi Hacı Mehmet'ten gelir. Daha çocuk yaşta iken ağabeyi onu Ömer Hûdaî Baba'nın yanına götürür. Büyük kadiri Şeyhi Ömer Hûdaî Baba onu kucağına alarak sever, sonra da ağabeyine dönerek: "Buna iyi bakın! Bu benim oğlumdur” der. Ağabeyi bir süre sonra Şam'a Sancak Beyi olarak gider ve oradaki bir muharebede şehit düşer. Tayyar Baba genç yaşta babasını da kaybeder, ailesinin geçimini üstlenmek zorunda kalır. Bir süre çiftçilikle uğraşır, daha sonra arazilerini satarak Harput’a gelir. Bir müddet dericilikle uğraşır ve akşamları da Harput ulemasının dini toplantılarına katılır, tasavvufa ilgi duyar ve Ömer Hûdaî Baba'nın halifelerinden Göllü Mustafa Baba'ya intisap ederler. Tayyar Baba Harput'taki Nadir Baba (Bkz. Türbeler) dergâhına yerleşir. Burası Kadiri ve Yesevi Tarikatı mensuplarının oturup sohbet ettiği bir yerdir. Tayyar Baba o günleri anlatırken buraya Kadiri ve Yesevilerin geldiğini söyler. Ve başından geçen şöyle ilginç bir olayı da anlatır: "Bir akşam yapayalnızdım. Türbede Nadir Baba'nın kabrinin başındaydım. Ona: ‘Neden bana gözükmüyorsun?’ diyerek düşünmeye başladım. Kendi kendime, ‘acaba bu sandukanın içi boş mu?’ dedim. Sonra da: ‘Varsan bana görün, yoksa kabrini kazacağım.’ dedim. Görünmeyince oradan bir kazma bularak Nadir Baba'nın kabrini kazmaya başladım. Kemikleri görünmüştü ki, bir ses: ‘”Dur yapma’” dedi. Kendimden geçmiştim. O anda bir baktım ki şeyhimin evindeyim. Kendileri hasta yatıyorlar. Tanımadığım Buhara sakallı bir zat, şeyhimin ağzına pamukla zemzem suyu damlatıyor. Oradakilere: ‘Bu zat kimdir?’ diye soruyorum. Bana: ‘Nadir Babadır’ diyorlar. Bu zatın yanına varınca bana dönerek: ‘Tayyar, biz senin şeyhine hizmet ediyoruz, sen bizim kabrimizi kazıyorsun, bu nasıl iştir?’ diyor. Tabi kendime gelince tekrar toprağı kabre doldurdum. Sonra da şeyhimi ziyarete gittim. Hakikaten şeyhim Göllü Mustafa Kazım Baba çok ağır hasta idi.” Bu ilginç olayı Tayyar Baba yıllar sonra anlatıyor.
Harput'un manevi sultanlarından Tayyar Baba (k.s.), yaptığı sohbet, irşâd, vaaz ve nasihatleri ile Elazığ ve ahalisi için bir mürebbi ve feyiz kaynağı olmuştur. Her mürşid-i kâmil gibi ömrünü, islama hizmet adına insanları irşâd etmeye adamıştır.