S.B. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası: "Ek" Değil, "Eksik" Bir Hizmet Noktası!
S.B. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası hakkında yapılan olumsuz yorumlar, ne yazık ki bu "ek" binanın, ana hastanenin zaten var olan kronik sorunlarına bir çözüm olmaktan çok, daha fazla karmaşa ve hasta mağduriyeti yaratan bir yapı haline geldiğini gösteriyor. "Eğitim ve araştırma" vasfına sahip bir üniversite hastanesinin uzantısı olmasına rağmen, bu ek binada yaşananlar, sağlık hizmetinin adının ve unvanının ardında kaybolduğunu, temel beklentilerin dahi karşılanamadığını açıkça ortaya koyuyor. Hastaların deneyimlediği bu durum, Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası'nın bir "sağlık noktası" olmaktan çok, **"bürokratik engellerle dolu bir çile merkezi"**ne dönüştüğünü düşündürüyor.
Eleştirilerin başında, diğer pek çok devlet hastanesinde olduğu gibi, randevu erişimi ve akıl almaz bekleme süreleri geliyor. "Ek hizmet binası" olmasının getirdiği rahatlama beklentisinin aksine, burada da randevu bulmanın zorluğu, telefonlara ulaşılamaması ve polikliniklerde saatlerce süren bekleyişler, hastaların sabrını zorlayan bir işkenceye dönüşmüş durumda. Bu durum, hastaların tedaviye erişimini engellemekle kalmıyor, aynı zamanda zaten hasta ve yorgun olan bireylerin durumunu daha da kötüleştiriyor. Bir eğitim ve araştırma hastanesi uzantısı olmasının getirdiği planlama ve koordinasyon beklentisi, Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası özelinde tamamen boşa çıkıyor.
Bir diğer büyük sorun, personel tutumu ve hasta iletişimi konusundaki genel ilgisizlik ve empati eksikliğidir. Yorumlarda sıkça dile getirilen "kaba", "duyarsız", "yeterli bilgi vermeyen" ve hatta "azarlayıcı" personel tanımlamaları, bu ek binanın da aynı kötü personel kültürüyle hizmet verdiğini düşündürüyor. Sağlık çalışanlarının yoğunluk bahanesine sığınarak hastalara karşı ilgisiz davranması, sorularına geçiştirici cevaplar vermesi ve yeterli açıklamayı yapmaması, hastaların kendilerini yalnız, değersiz ve güvensiz hissetmelerine yol açmaktadır. Bir "eğitim ve araştırma" hastanesinin uzantısından beklenecek olan profesyonellik ve hasta odaklılık, burada maalesef ki kendini göstermemektedir.
Ayrıca, bazı yorumlarda belirtilen fiziki koşulların yetersizliği, temizlik sorunları ve kalabalık nedeniyle yaşanan karmaşa da ek binanın "hizmet" vasfına gölge düşürmektedir. Yeni sayılabilecek bir bina olmasına rağmen, hijyen konusunda gelen şikayetler, yönetimsel bir zaafiyetin ve denetim eksikliğinin açık göstergesidir. Kalabalık ve yetersiz alanlar, hastaların ve refakatçilerin konforunu olumsuz etkilerken, hijyen endişeleri de sağlık güvenliğini doğrudan tehdit etmektedir. Otopark ve ulaşım gibi temel altyapı sorunları da, ek binanın konumlandırılması ve planlamasının ne kadar düşüncesizce yapıldığını ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, S.B. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Prof. Dr. Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası hakkında yapılan bu ağır eleştiriler, sadece yeni bir yapı inşa etmenin yeterli olmadığını, sağlık hizmetinin insan odaklı bir sistem ve nitelikli bir yönetimle sunulması gerektiğini acı bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu ek bina, ana hastanenin sorunlarına çözüm olmak yerine, onlara yenilerini eklemiş, hatta mevcut sorunları daha da görünür kılmıştır. Hastane yönetimi, bu olumsuz geri bildirimleri görmezden gelmek yerine, acil ve kapsamlı bir reform süreci başlatarak, bu "ek" binayı gerçekten "hizmet" veren bir yapıya dönüştürmek için somut adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, Prof. Dr. Asaf Ataseven Ek Hizmet Binası, adı büyük, ancak hizmeti yetersiz ve hasta mağduriyetinin yeni adresi olarak anılmaya devam edecektir.