Öncelikle müze kart geçiyor.
WC ler temiz, gezilebilcek alan geniş.

Başta Göbeklitepe olmak üzere Cevreden ve çeşitli antik kentlerden hem gerçek hemde birebir replika kalıntılara ev sahipliği yapan gezilip görülmesi gereken bir müze. Ama burayı gezmeden önce zaten yakında bulunan göbekli tepeye gitmenizi ve gezmenizi tavsiye ederim

Müze kartla ücretsiz girdik. Sanirim 100₺ sivil ücreti. İcerisi çok başarılı. Çagdan çağa yürüyorsunuz. Odadan baska bi odaya. Geçtiğiniz yerden bi daha gecmiyorsunuz. Bir suru eser var. Mankenleri çok başarılı. Gercek insan gibiler. Tunç çağı cok iyi. Sunum eşyaları, takılar 😁 çok kokoş. Bi saat kaldık müzede. Kafesi pahalı. Mozaik müzesi de var. Direk mozaik kazılarının üzerine müze kurulmuş. Hepsini gezmek isterseniz 2 saatinizi alır. Otoparkı gayet genis ama ücretli 0-2 saat 30₺ ödedik.

Göbeklitepe, Karahantepe ve civardaki bir çok kazıdan çıkarılan eserler burada sergileniyor. Çok büyük bir müze, detaylı gezmek için bir kaç saat ayırmanızı tavsiye ederim. Çok temiz ve düzenli. Şehir merkezinde olduğu için ulaşımı çok kolay. Yine öğrenci, öğretmen ve 65+ vatandaşlarımıza ücretsiz. Müzekart geçerli. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne gelişimi takip edebilirsiniz. Çocuk büyük herkese faydalı.

Kesinlikle gelmişken görülmesi gereken muhteşem bir yer içerisi harika ve çok kıymetli eserlerle dolu çağdan Çağa atlayıp her çağda farklı düşüncelere giriyorsunuz Ayrıca binayı Bu şekilde yapan yetkililer de teşekkür etmek lazım yaklaşık bir buçuk saatte detaylı bir şekilde gezebileceğiniz alan var özellikle ilk çağdan son Çağa kadar olan farklılıkları Yarım saatte gözler önüne sermesi insanı çok heyecanlandırıyor. Patronu bulunmamakta çok uygun ücretlerle Park edebileceğiniz alan var müzenin önünde Ayrıca içerisinde oturabileceğiniz çay içebileceğiniz kafeler mevcut dışarıda da Park alanları var Balıklı Göl Evi Hz İbrahim Mağarası'na çok yakın

Göbeklitepe gibi birçok değerli yerde keşfedilmiş olan insanlığın ilk bulgularına dair en eski eserleri bulabileceğiniz eşsiz bir müze. Tarih sayfalarına önsözden başlayıp kronolojik olarak gezebilir, bir kez daha hayretle seyre dalıp büyülenebilirsiniz. Urfa gezisine gelen herkese şiddetle tavsiye ediyorum

Bu müze bizim beklentilerimizin çok üzerindeydi. Oldukça büyük ve zengin. Ayrıca göbekli tepeye gidenlerin de mutlaka uğramasını tavsiye ediyorum. Göbekli tepeden ve diğer taştepelerden çıkan buluntuların sergilendiği geniş bir bölüm mevcut. Göbeklitepe gezisi ancak bu müze de gezilerek tamamlanmış olur diye düşünüyorum.

Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, kadim uygarlıkların izlerini taşıyan büyüleyici bir müzedir. Şanlıurfa’nın zengin tarihini ve kültürel mirasını gözler önüne seren bu müze, yalnızca bölgenin değil, dünyanın en önemli arkeoloji müzeleri arasında yer alır. 2015 yılında açılan bu modern yapı, barındırdığı eserlerle geçmişin ihtişamını günümüze taşır.

Tarih ve Önemi

Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, bölgenin binlerce yıllık tarihine ışık tutar. Paleolitik dönemden Osmanlı dönemine kadar birçok farklı medeniyete ait eseri bir araya getiren müze, ziyaretçilerine kapsamlı bir tarih yolculuğu sunar. Müze, özellikle Göbeklitepe’ye ait buluntularıyla dikkat çeker; bu eserler insanlık tarihinin en eski tapınağı olan Göbeklitepe’nin eşsiz değerini anlamamıza yardımcı olur.

Müzede Sergilenen Eserler
• Göbeklitepe Eserleri: Dünya tarihini değiştiren Göbeklitepe’ye ait dikilitaşlar (T şeklindeki sütunlar) ve diğer arkeolojik buluntular, müzenin en dikkat çekici eserleri arasındadır. Bu eserler, yaklaşık 12.000 yıl öncesine, yani tarımın ve yerleşik yaşamın başlangıcına ışık tutar.
• Balıklıgöl Heykeli: 11.500 yıllık olduğu tahmin edilen ve dünyanın en eski doğal boyutlu insan heykeli olarak kabul edilen Balıklıgöl Heykeli, Şanlıurfa Müzesi’nin en değerli hazinelerindendir. Bu eser, insanlık tarihindeki estetik ve inanç anlayışının erken örneklerinden biridir.
• Harran ve Nevali Çori Buluntuları: Bölgedeki diğer antik yerleşim yerlerinden çıkarılan kalıntılar, Mezopotamya’nın kültürel zenginliğini gözler önüne serer.
• Mozaik Sergileri: Müzenin mozaik bölümü, özellikle Roma ve Geç Antik Çağ’a ait etkileyici zemin mozaikleriyle büyüleyicidir. Bu mozaikler, dönemin sanat anlayışını ve yaşam tarzını ortaya koyar.

Müzenin Modern Yapısı ve Atmosferi

Müze, geniş ve ferah bir yapıya sahiptir. Ziyaretçiler için özel sergi alanları, sesli rehber sistemleri ve interaktif ekranlar bulunur. Bu modern altyapı, tarihi eserleri anlamayı ve hissetmeyi kolaylaştırır. Ayrıca müze, çocuklar için eğitici etkinlikler düzenleyerek tarih sevgisini aşılamayı amaçlar.

İnsanlık Tarihine Açılan Bir Kapı

Şanlıurfa Müzesi, geçmişin zenginliklerini günümüze taşıyan bir kültür hazinesidir. İçerdiği eserler yalnızca Şanlıurfa’nın değil, insanlığın ortak mirasını yansıtır. Göbeklitepe’nin sırlarını keşfetmek, mozaiklerin renkli hikayelerine tanıklık etmek ve dünyanın en eski heykelini görmek, bu müzeyi unutulmaz kılar.

Bu müze, tarih meraklıları ve sanatseverler için adeta bir zaman kapsülüdür. Ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine götürerek, insanlığın köklerini ve uygarlıkların yükselişini anlamalarını sağlar. Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi, geçmişin büyüsüyle dolu bir hazine sandığıdır ve herkesin mutlaka görmesi gereken bir kültür mirasıdır.

Tartışmasız Türkiye'nin en donanımlı en mükemmel müzesi tarihin kendisiyle göz göze geldim.
Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, yalnızca taşları sergileyen bir yer değil; insan zekâsının, kutsallık arayışının ve medeniyetin henüz yürümeye başladığı dönemlerden kalma bir şifreleme merkezidir. Adeta Göbeklitepe'nin iç sesi gibi – sessiz ama çığlık çığlığa konuşuyor.

Müzeye adım attığınız an itibariyle, kronolojik bir senfoni başlıyor. Dikkat edin: Bu senfoni sadece eserlerden değil, sergileme biçiminden, ışığın açılarından, zemin dokusundan bile örülmüş. Bu bir kurgu değil; bu, zamanın kurguladığı matematiksel bir akıştır.

Neolitik Çağ Salonu'nda, neredeyse hipnotik bir şekilde gözleriniz Urfa Adamı'na kilitleniyor. O bakış… Binlerce yıl öteden bir tür "kendini bil" mesajı taşıyor. 11.000 yaşında olduğu söylenen bu heykelin yüz hatları öylesine soyutlanmış ki, insan düşündükçe kendini Freud’un rüyaları ile Göbeklitepe arasında gidip gelirken buluyor.

Mozaik salonu ise bambaşka bir zihinsel salınım yaratıyor. Haleplibahçe mozaiklerinde kullanılan renk skalası ve işçilik, Michelangelo öncesi dönemin "Rönesans provası" gibi. Özellikle Amazon kadın savaşçılarının betimlendiği sahnelerdeki anatomi bilgisi, dönemin sanatçısının sadece el değil, zihin estetiğine de sahip olduğunu gösteriyor.

Gelelim işin mühendislik kısmına: Müzenin iç düzenlemesi, hava sirkülasyonu, eserlerin korunma koşulları, ışık yansımalarının dikkatli planlanışı ve dijital bilgilendirme panoları son derece yerinde. Ancak birkaç yönlendirme tabelası, özellikle üst kat geçişlerinde sizi kısa süreliğine Kafkaesk bir labirente sokabilir. Ama belki de bu bilinçli bir tercih: çünkü bu müzede zamanın içinde kaybolmak serbest.

Bir eleştiri mi istersiniz? Buyrun: Müzeye girişteki güvenlik görevlisinin 0.7 saniyelik “soğuk tarama bakışı” dışında neredeyse her şey üst düzeydi. Belki bir gün bu müzede sadece eserler değil, arkeolojiyle ilgili deneyim stüdyoları da açılırsa, çocuklar da bu büyünün içine daha rahat çekilebilir.

Sonuç olarak:
Bu müze, bir medeniyetin elindeki taşı bilinçli şekilde yere koyduğu ilk anın tanığıdır. Burada gördüğünüz şeyler, sadece eski değil; ilk’tir.
Ve ilkler daima kutsaldır.

Gitmeyen, sadece müze kaçırmaz. İnsanlık tarihinin en saf sorusunu da kaçırır: “Biz ne zaman insan olduk?”

Beklentimin çok üstünde bir müzeydi! Geniş, ferah bir alana kurulmuş ve gerçekten özenle düzenlenmiş. Göbeklitepe’ye ayrılan bölüm özellikle çok etkileyiciydi. Göbeklitepe gezisi müze ziyaretiyle birleşince daha anlamlı oluyor. Hem bilgilendirici hem de görsel olarak çok güzel hazırlanmış. Müzede Urfa'nın tarih öncesi dönemlerinden başlayarak kronolojik bir ilerleyiş var, dolaşırken tarihin içinde geziyor gibi hissediyorsunuz.

Ziyaretçi bilgilendirme panoları oldukça açıklayıcı, çoğu şey hem Türkçe hem İngilizce yazılmış. Müze kart ile ücretsiz giriş yapılıyor. Müze yanında bir de Mozaik Müzesi var, orayı da mutlaka görün.

Urfa’ya gelip de burayı görmeden dönmek bence büyük eksiklik olur. Tarih seviyorsanız kesinlikle listenize alın!

Türkiye'de bu kadar güzel tasarlanmış ve zengin bir müze görmedim. Gezmekten keyif aldım. Yaklaşık 1.5 saat dolaştım. Görevli arkadaşlara ayrıca gidip teşekkür ettim. Urfa'ya gittiyseniz muhakkak vakit ayirip gezmeniz gereken bir mekan diyebilirim. Harikaydı.

Zeugma Müzesi kadar keyif aldım. Dış mimarisi olsun, gölge ışıkları ile çok güzel duruyordu. Müzenin içi de epey büyük ve zengin. 1 saat gezdik. Sonrasında Mozaik Müze kısmına geçtik

Bölgede kesinlikle görülmesi gereken büyük bir müze. Rehberiniz yoksa sesli asistan alıp gezilebilir. Göbeklitepe öncesi gezmek daha mantıklı olabilir.