S.B.Ü. Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi: İhtişamlı İsim, Gölgelenen Hizmet
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi hakkında yapılan olumsuz yorumlar, maalesef ki bu denli tarihi ve ihtişamlı bir isme sahip, aynı zamanda "eğitim ve araştırma" misyonu taşıyan bir sağlık kurumunun, vaat ettiği kalite ve etkin hizmet anlayışından çok uzak olduğunu gösteriyor. Hastaların deneyimlediği kronik sorunlar, Fatih Sultan Mehmet Hastanesi'nin yalnızca fiziksel bir yapıdan ibaret kaldığını, ancak insan odaklılık, profesyonellik ve etkin yönetim anlayışından uzak olduğunu düşündürüyor. Gelen eleştiriler, "şifa" beklentisinin yerini "hayal kırıklığı ve çile"ye bırakmasına neden oluyor.
Eleştirilerin başında, diğer pek çok büyük devlet hastanesinde olduğu gibi, randevu erişimi ve uzun bekleme sürelerinin içinden çıkılmaz bir hal alması geliyor. Hastaların online veya telefonla randevu almakta yaşadığı büyük zorluklar, ardından hastaneye ulaştıklarında karşılaştıkları akıl almaz kuyruklar ve yetersiz organizasyon, acil şifa bekleyen vatandaşlar için tam bir işkenceye dönüşmüş durumda. Özellikle "eğitim ve araştırma" hastanesi kimliğiyle daha fazla hasta yükünü kaldırabilmesi ve çözüm odaklı olması beklenen bir kurumun, bu denli temel bir organizasyonel sorunu çözememesi, yönetimsel bir beceriksizliğin ve hasta ihtiyaçlarını göz ardı etmenin açık göstergesidir. Zaten hasta ve yorgun olan bireylerin bu çileye maruz kalması, sağlıklarını daha da olumsuz etkilemekte, tedavi süreçlerinin aksamasına ve hatta hayati risk taşıyan durumların gözden kaçmasına neden olabilmektedir.
Bir diğer büyük sorun, personel tutumu ve hasta iletişimi konusundaki genel ilgisizlik ve empati eksikliğidir. Yorumlarda sıkça dile getirilen "kaba", "umursamaz", "yeterli bilgi vermeyen" ve hatta "azarlayıcı" personel tanımlamaları, hastanenin temel insani değerlerden ve sağlık mesleğinin gerektirdiği hassasiyetten ne kadar uzaklaştığını göstermektedir. Hekimlerin, hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının yoğunluk bahanesine sığınarak hastalara karşı ilgisiz davranması, sorularına geçiştirici cevaplar vermesi ve yeterli açıklamayı yapmaması, hastaların kendilerini yalnız, değersiz ve güvensiz hissetmelerine yol açmaktadır. Bir eğitim hastanesinden beklenecek olan "öğretme" ve "aydınlatma" misyonu, bu iletişim kopukluğunda tamamen kaybolmaktadır.
Ayrıca, bazı yorumlarda belirtilen fiziki koşulların yetersizliği, temizlik sorunları ve kalabalık nedeniyle yaşanan karmaşa da hastanenin genel imajını olumsuz etkilemektedir. Özellikle eski bir yapı olmasının getirdiği yıpranma, hijyen konusunda şikayetlerin gelmesi, yönetimsel bir zaafiyetin ve denetim eksikliğinin açık göstergesidir. Kalabalık ve yetersiz alanlar, hastaların ve refakatçilerin konforunu olumsuz etkilerken, hijyen endişeleri de sağlık güvenliğini doğrudan tehdit etmektedir. Otopark ve ulaşım gibi temel altyapı sorunları da, bu denli büyük bir hastanenin ihtiyaçlarına yeterince cevap verilemediğini göstermektedir.
Sonuç olarak, S.B.Ü. Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi hakkında yapılan bu ağır eleştiriler, sadece münferit olaylar olarak değil, köklü bir yönetimsel başarısızlığın ve insan odaklı hizmet anlayışından uzaklaşmanın göstergesi olarak ele alınmalıdır. "Eğitim ve Araştırma Hastanesi" kimliği taşıyan ve ismini fethe yaraşır bir komutandan alan bu kurumun, beklentilerin bu kadar altında kalması kabul edilemez bir durumdur. Hastane yönetimi, bu olumsuz geri bildirimleri görmezden gelmek yerine, acil ve kapsamlı bir reform süreci başlatmalı, Fatih Sultan Mehmet Hastanesi'ni yeniden "şifa", "güven" ve "modern sağlık hizmeti" veren bir merkez haline getirmek için somut adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, bu köklü hastane, adı büyük, ancak hizmeti yetersiz ve hasta mağduriyetinin sembolü olarak anılmaya devam edecektir.