Kütüphane odasının mimarisi çok ilginç..Altında şadırvan var. Caminin içini mutlaka görün. İnanılmaz güzel.AMA Bayanlara ayrılan yerin ise camiyle bir alakası yok . Caminin Güzellikleri nedense beylere sunulmuş bayanlar ise dümdüz dört duvar arasında küçük bir yerde namaz kılıyor. İçeride kadınlar mahfilinde namaz kılınmıyor. Neden acaba?
XVI. yüzyılda inşa edilen camii içinde bir süre oturun düşünün hissedin. Bazı camilerde çok farklı bir hava maneviyat olur çok farklı hissedersiniz bu da o camilerden biri. Bu camide namaz kılmayı çok severim.
Kendi adıyla anılan semtte çarşı içinde yer almaktadır. Kâtib Çelebi’nin Cihannümâ’sında Ulucami ve Niflizâde Camii, Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde Bıyıklıoğlu Camii diye geçer XVII-XIX. yüzyıllar arasındaki çeşitli vakıf kayıtlarında yapının adının Şadırvan Camii olarak kaydedildiği ve Kanûnî Sultan Süleyman vakfına aidiyeti tesbit edilmiştir .Evliya Çelebi’nin buraya ait olduğunu belirttiği, Mahmud adında bir kişiyi zikreden 1046 (1636-37) tarihli kitâbe bugün mevcut değildir. Yapıda kuzeydoğu köşesinde, ana mekâna geçişi sağlayan kapının solunda yer alan pencere üzerindeki 1230 (1815) tarihli beş beyitlik tamir kitâbesinden caminin birkaç defa yangında harap olduğu ve ardından onarıldığı anlaşılmaktadır. 1883’te tamir gören cami, mimari ve süslemesiyle barok ve empire izlerini taşıyan bir yapıdır. Caminin batısında bir şadırvan, bunun üzerinde kütüphane, yanında muvakkithâne vardır. Kütüphanede mevcut yedi beyitlik kitâbe 1250 (1834-35) tarihli olup kütüphane ve muvakkithânenin bu tarihte yapıldığını belirtir.
Avlusu bulunmayan yapı kalabalık bir ticaret bölgesinde yer aldığı için fevkanî olarak inşa edilmiştir. Alt katta çeşitli dükkânlardan meydana gelen çarşı vardır. Evliya Çelebi bunların attar dükkânı olduğunu belirtir. Kuzey cephesinde mihrap ekseninde yer alan asıl cümle kapısı daha sonra kapatılmış ve buraya dükkânlar ilâve edilmiştir. Dolayısıyla camiye batıda yer alan merdivenlerle ulaşılmaktadır. Cami merkezî planlı harimle bunu kuzey ve batı yönünde çevreleyen “L” şeklindeki son cemaat yerinden oluşan bir şemaya sahiptir.
Harim mekânı kareye yakın bir plandadır ve mihrap önünde tromplarla geçişi sağlanan büyük bir kubbe ile örtülüdür. Dışta dilimlenerek hareketlenen kubbe kasnağında ana kütlenin köşelerine gelecek şekilde yerleştirilen ve ikişer sütuna oturan üç yuvarlak kemerli, açıklıklı kubbeli mimari formlar dekoratif öğeler olarak dikkat çekicidir. Bu kubbeli hacim üç yönde altta çapraz tonozlu, üstte köşeleri kubbeli, araları aynalı tonoz örtülü mahfillerle “U” şeklinde çevrelenerek genişletilmiştir. Alt sırada yalnızca güneybatıdaki birim kubbe ile örtülüdür. Mahfilleri taşıyan yuvarlak kemerlerin oturduğu sütunlar kısa olup volütlü ve akantus yapraklı melez başlıklara sahiptir. Doğu, batı ve kuzey duvarlarında kemerler gömme sütunlara oturtulmuştur. İki kat arasında yivli pilastırlar, kemer ve tonozlarda silmelerle dekorasyonlar meydana getirilmiştir. Üst kat mahfilin bitkisel formda demir korkuluğu vardır. Mahfilleri taşıyan çift sıra kemerlerin benzeri kıble duvarında devam ettirilerek harimde farklı bir etki elde edilmeye çalışılmıştır. Harim mekânı dört sıra halinde yuvarlak kemerli pencerelerle aydınlatılmaktadır. Harimin duvarları silmelerle ve kornişlerle bölümlenmiş, kemerle üst sıradaki bazı pencerelerin üzerleri kabarık bitkisel kompozisyonlarla zenginleştirilmiştir. Bu bitkisel kompozisyonların çoğu altın yaldızla süslenmiştir. Kubbenin göbeğindeki yazıdan sonra dikey hatlarla bölümlenen kubbe içi ile eteğindeki pencere çevreleri bitkisel kompozisyonlu kalem işleriyle bezenmiştir. Mihrap duvarındaki pencere tavanları ve alınlıkları ile kemer içlerinde çiçek demetlerinden oluşan kompozisyonlar vardır.
Büyük bir yuvarlak kemerin içinde yer alan mihrap, iki yanı yüksek kaidelere oturan ve volütlü başlıklara sahip olan mermer taklidi boyalı birer sütunçe ile sınırlanmış yarım yuvarlak nişe sahiptir. Nişin iki yanı çiçek demetleri ve yaprak motiflerinden oluşan bir kompozisyonla çevrelenmiş olup içinde büyük bir perde motifi yer almaktadır.