Büyük bir kale görünümündeki Bergama Akropolü, son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuş. Yaklaşık 300 metre yükseklikteki bu tepeye vida gibi kıvrılarak tırmanan bir yoldan çıkılıyor. Eumenes kapısından girişte, ziyaretçilere kolaylık olsun diye bir teleferik kurulmuş. Rehberim ve yol arkadaşım Ahmet, otomobille çıkmayı öneriyor. Böylelikle tüm Bergama’nın panoramik bir görüntüsünü de görme ve fotoğraflama olanağı bulacağımızı söylüyor. Akropole çıkış yolunun başlangıç kısmı oldukça dar ve dik. İki otomobilin yan yana geçmesi bazı bölümlerde zor.
M.Ö. 283-133 yıllarını kapsayan Helenistik dönemin l50 yılı boyunca en görkemli kültür ve sanat merkezlerinden biri olmuştur. Zeus Sunağı, Athena Tapınağı, Kütüphane, Büyük Saray, Tiyatro, Kent Duvarı bu dönemde inşa edilmiştir. Bergama Akropol’ü Helenistik dönemde sosyal ve kültürel hareketlerin geliştirildiği bir yerdir. Pergamon Kentinin Akropol’ü, yani “Kentin Yukarı Bölümü”, Bakırçayı’nın suladığı ovaya egemen bir tepenin üzerinde yer almaktadır.Tiyatro, arazinin doğal yapısı dikkate alınarak, dik bir yamaç üzerine kurulmuştur. Erken dönemde inşa edilmiş olan tiyatronun bu günkü hali, Roma İmparatoru Hadrianus zamanında gerçekleştirilmiş. Türkiye’nin en çok oturma yerine sahip antik tiyatrosudur. Batıya bakan tiyatro üç kademeli olarak inşa edilmiş. Genişliği 3 ayak 10 parmak olan iki orta yol, bu üç kademeyi birbirinden ayırır. Tiyatronun birinci kademesinde 25, ikinci kademesinde 33 ve üçüncü kademesinde de 22 oturma sırası bulunmaktadır. Toplam 80 oturma sırasının bulunduğu tiyatro, doğal arazi şartları gereği ince, uzun ve dik olarak inşa edilmiştir. Uzaktan kuş bakışı bakıldığında bir yelpazeyi andırmaktadır. Gerek mekânın yüksekliği, gerekse doğal arazi koşulları gereği eğimi nedeniyle Bergama Akropolü ve tiyatrosunun görülmesi gereken yerler listenizde yer almalıdır diye düşünüyorum.