1 yıldız veriyorum ama içim sızladı. O yıldız bana döndü dedi ki:
“Beni buraya mı layık gördün? Ben normalde içinden kıl hatta peruk çıkan yemeklerin aş edildiği restoranlara verilirken, sen beni buraya mı düşürdün?”
Haklıydı.
Çünkü burası kargo şubesi değil, sabırla sınav alanı. Hizmet değil, sabır meditasyonu.
Kargomun şubeye gelmesi bir gün sürdü, ama teslim alabilmem için galiba şubenin kargoya dünya turu yaptırması gerekiyordu.
Ne kadardır bekliyorum inan bilmiyorum... önce zaman yavaşladı, sonra hayatımdan şüphe ettim.
Sanırsınız Black Mirror bölümü. Kargoyu değil, kendi benliğimi teslim aldım.
Hizmet hızları şöyle bir düzeyde ; 'cihet listesi öyle uzun.. Öyle uzun ki herhalde formula yarış pisti olarak kullanılsa arabalar sonu bulana kadar ömrünü doldurur” dersiniz.
Beklemek artık fiziki değil, ruhsal bir süreç.
Personel bireysel olarak nazik olabilir ama sistem... sistem sadece tarihi bir hata gibi.
Bu şube için “toprak israfı” davası açsam, mahkeme bilirkişisi “evet, aktif fay hattı bile daha faydalı olurdu” diyebilir.
Ama sonra düşündüm; esas israf, zamanım, umudum ve 4G paketim oldu.
Türkiye'de binlerce kargo şubesi var, bundan sonra nolur nolmaz allah korusun kargom buraya düşer diye ayrı firma olsa bile kargomu yürüyerek alacağım isterse kaf dağının eteklerinde olsun
Sonuç:
Buraya sadece kargo teslim almaya değil, içsel bir yolculuğa çıkmaya geliyorsunuz.
Kargonuz geç gelir, ama hayat dersiniz erkenden verilir. Hayat ile mücadele eder ve kendinizi bulursunuz. Bir efsaneye göre Yusuf Güney dee buradan kargo alınca astral seyahatlere başlamış