En yakın betimleyiciler sanırım 'huzur', 'sevgi' ve 'gerçekçilik' olacak.
3 yıl önce neredeyse bebek sayılacak oğlumuzu emanet ettik. Bugün mezuniyet günü. 6 yaşında.
Kaygılanacağımız çok şey duyduğumuz ülkemizde her gün güvenle teslim ettik oğlumuzu. Harika anıların (çok çok sayıda!) yanı sıra tabii ki bir çocuğun yaşayabileceği ısırma, kağıt kesiği, yere düştü vb yaşandı. Hasta oldu, iyileşti. Gerçek hayat gibi... Ama başta BAŞAK Hoca ve MARCUS Hoca olmak üzere okulumuz hep yanımızdaydı.
Sınıf öğretmenimiz DİLAN Hocamız sevgi dolu, güleryüzlü. Oğlumuz ve biz onu çok seviyoruz.
Okulun benim için en iyi yanlarından biri söylem-eylem birliği içinde olmalarıydı. Yapamayacakları hakkında sözler vermediler. Ne söz verdilerse de tuttular.
İş kalitesinin ve çalışan memnuniyetinin ülkenin genelinde düştüğünü gözlemliyorum. (Bu bir yorum tabii ki.) Bununla birlikte belli oranda yeni öğretmenlerin katıldığı ve bazı öğretmenlerinin yine makul oranda ayrıldığı bir okul oldu; kadrosunu optimum seviyede korudu, derinleşti, kıdemlendirdi. Hocalarımızı tanıdık. Fatma Hoca, Felix, Chris ve adlarını yoruma sığdıramayacaklarım... Çok çok sağ olun.
BAŞAK Hocamız (SÜHEYLA BAŞAK GÖRGÜN) hem çocuk gelişimi, sosyoloji ve psikoloji alanlarında yetkin bir kişi hem de iyi bir lider. Okuldan bağımsız olarak alanla ilgili kişilerin kendisiyle sohbet etmesini ya da araştırmasını öneririm.
MARCUS Hocamız bir sanatçı. Çocukları müzikle ve İngilizce ile tanıştırıyor, geliştiriyor. Velileri de neredeyse her gün güleryüzüyle kapıda karşılıyor. Güçlü bir müdür. Kurucu Melek Hanım çok şanslı Marcus Hoca ile çalıştığı için.
Açıkgöz Ailesi pek memnun. En kısa bu kadar yazabildi! :)
Sevgiler, selamlar.