Her ay yaşadığımız bu maaş gerilimini artık Netflix dizisine çevirmek mümkün. “Bu ay yatar mı?”, “Bugün mü?”, “Yarın belki?” diye diye psikolojik bir gerilim içinde çalışıyoruz. Sezonlar ilerliyor, final hâlâ yok.
Banka uygulamasını o kadar sık kontrol ediyoruz ki, sanki mobil şube değil; umut takibi uygulaması… Sabah ilk iş kontrol, gece son iş kontrol. Bazen maaştan çok sabrımızın limitini zorluyoruz.
Elbette herkesin hayatında dönmeye çalışan bir düzeni, sorumlulukları, borçları, hayalleri var. Kimse bu kadar belirsizlik içinde yaşamak istemiyor. Kimse bu şirketin ortağı değil, ama ne yazık ki riskine ortak gibiyiz. Sadece emeğimizin karşılığını, insanca ve zamanında almak istiyoruz.
Çünkü istikrar, sadece işte değil; çalışanın zihninde, evinde ve kalbinde başlar.
Ama ne yazık ki bu belirsizlik, sadece cebimizi değil, iç huzurumuzu da etkiliyor.
Bu yorum bir karalama değil. Sadece yıllardır biriken bir iç döküş, bir çalışan çığlığıdır. Saygımı koruyarak, hakkımı arıyorum.
Lütfen artık bu durum bir alışkanlık olmaktan çıksın. Yoksa çalışan değil, “dayanan” aramaya başlarsınız.
Not: Bu yorumu yazarken hâlâ maaş yatmamıştı. Güncelleme olursa edit geçerim. 🤞