Annem yaklaşık 10 ay boyunca bu kurumda kaldı. Ancak yaşanan tatsız olaylar nedeniyle annemi bu kurumdan almak zorunda kaldık.
Annem, Alzheimer hastalığının başlangıç evresindeyken bu kurumda kalmaya başladı ve burada kaldığı süre boyunca ilaçlarının düzenli verilmediğini fark ettik. Alzheimer hastalığını yavaşlatan ilacı piyasada olmadığı gerekçesiyle aylarca verilmedi. Oysaki muadil bir ilaçla tedavi aksatılmadan devam edilmeliydi. Gözünde çıkan enfeksiyon, basit damlalarla tedavi edilmeye çalışıldı, fakat uzun süre iyileşme göstermedi. Kuruma ilk geldiğinde annem kendi işlerini büyük ölçüde kendi görebilen uyumlu bir insandı. Ancak burada kaldığı süre boyunca hastalığı hızla ilerledi.
Annem altını ıslattığında, aynı odada kaldığı diğer hastalar ona karşı saygısız davranışlar sergilediler ve kurum bu durumu çözmek için herhangi bir adım atmadı. Ayrıca, kurumda bulunan erkek bir hasta, annemin kişisel sınırlarını ihlal ederek fiziksel ve sözlü tacizde bulundu. Annem, kendini savunmak için bu kişiyi itmek zorunda kaldı ve bu olay sonunda savunmacu bir kişiliğe büründü, bu olay onu duygusal olarak etkiledi. Kurum, bu tür durumların önüne geçmek için yeterli önlemi almadı.
Bu olayların ardından, annem “saldırgan” olarak etiketlendi ve uyumsuz olduğu gerekçesiyle ağır psikiyatrik ilaçlar kullanılmaya başlandı. Annemi her aradığımızda uyuşmuş haldeydi ve zor konuşuyordu. Son olarak, annemi "başı dönüp düşmesin" diye yatağa kelepçelediklerini öğrendik ve bu durum üzerine acilen gidip annemi kurumdan aldık. Annemi aldığımızda bilekleri morarmıştı. Hemen doktora giderek darp raporu aldık.
Sağlıklı bir insan da, onuru kırıldığında ve sınırları ihlal edildiğinde kendini savunur, bu normaldir. Annemde de, tedavi edilmeyen enfeksiyonun agresifliğe yol açabileceğini belirten uzmanlarla görüştüm. Nitekim, kurumda kalmadan önce ve kurumdan aldıktan sonra annemde saldırganlık gözlemlemedim. Şu anda annem başka bir profesyonel bakım hizmeti alıyor ve psikiyatrik ilaçları azaltılarak kesildi. Annem şimdi daha neşeli, çevresiyle daha uyumlu bir şekilde yaşıyor.
Bu kuruma, yükümüzü hafifletmek umuduyla başvurduk, ancak maalesef tam tersi bir durumla karşılaştık. Alzheimer hastalarına uygun olmayan yöntemlerle, anneme ağır ilaçlar kullandırıp yatağa bağlama noktasına geldiler. Bu tarz kurumların, hastalara sadece bakım sağlamakla kalmayıp, onların sosyal ve fiziksel aktivitelerle insan gibi hissetmelerine yardımcı olması gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak, bu kurumla tecrübemiz oldukça olumsuzdu. Bu kurumla ilgili düşüncelerimi paylaşırken, kurum sahiplerinin her zaman güler yüzlü ve kibar davrandıklarını, ancak bilgi ve birikimlerinin yetersiz olduğunu, ayrıca bazı hemşirelerin ciddiyetsiz ve iletişim kurmada zorluk yaşattıklarını belirtmek isterim. Ayrıca, kurumda Alzheimer hastalarına yönelik yeterli bilgiye sahip profesyonellerin bulunmadığını ve günlük aktivitelerin yetersiz olduğunu gözlemledim. Bizden önce başka bir fiziksel engelli hastayı da "istekleri bitmiyor" gerekçesiyle kurum dışı bıraktıklarını biliyorum. Anlaşılan bu kurum sadece "makbul" yaşlıları istiyor. Yani, sorun çıkarmayan, kolayca yönetilebilen yaşlılar. Bu yaklaşım, kurumun amacına tamamen zıt ve kabul edilemez.
Bu alanda çalışanların kendilerini her anlamda eğitmesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar, sevdiklerini bu kurumlara emanet edip iyi bakılacaklarına inanıyorlar. Ve bu hizmetler için ödeme yaparken büyük fedakarlıklar yapıyoruz.