Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimize bakıldığında, ülkemiz sınırlarını da aşarak insanlığa evrensel mesajlar sunabilen İslam âlimi çıkarmadığımız görülecektir. Bediüzzaman Said Nursi, belki de bunun tek istisnasıdır diyebiliriz. Sekizyüz yıl evvel yaşamış olan Mevlana Celaleddin Rûmi, hem Doğuya hem Batıya mesajlarını sunabildiği gibi, Said Nursi de Şark ve Garba mesajlarını sunabilmiştir. Telif etmiş olduğu Risale-i Nur Külliyatı, başta Arapça ve İngilizce olmak üzere, elliden fazla dile tercüme edilmiş ve daha başka dillere de tercümesi devam etmektedir. Şüphesiz bu muvaffakiyetin arka planında Nur Risalelerinin haiz olduğu özellikler vardır. Bu eserler iman rükünlerini akla ve kalbe hitap eden delillerle isbat ederek her şeyden önce kuvvetli bir iman kazandırmakta, ayrıca bu imanı aksiyona dönüştürerek salih ameller işleyen salih insanlar yetiştirmektedir.