Kir Sofrası’na annemin doğum gününü kutlamak için babam, eşim ve bir ve üç yaşındaki kızımızla gittik. Gitmez olaydık.
Öncesinde aradık, rezervasyon alınmadığını söylediler. Gittiğimizde ise tüm masalar rezerveydi.
Yemek deneyimi tam bir hayal kırıklığıydı:
Her yer sinek içinde.
Self-servis sistemi yüzünden 30 dakika yemek kuyruğunda bekliyorsunuz.
Aldığınızda zaten her şey yarım saat önce çıkmış, buz gibi olmuş oluyor.
Masaya ulaşmak bile kalabalıktan 10 dakika sürüyor.
Kahvaltılıklar sert, lezzetsiz, tahta gibi.
Bizim başka yerlerde bayıla bayıla yediğimiz peynirleri burada aç olmamıza rağmen birer ısırık alıp bıraktık.
“Hayvanlarımız var” dediler, çocuklarla birlikte görelim istedik.
Tavşanların yanına bir sürü çocuk gibi bizim kızımız da geçti, sevdi.
Derken bir anda çığlık attı: Tavşan elini ısırdı.
Cilt açıldı. Eşim buz getirmeye gitti. Orada bulunan biri sağ olsun batikon verdi.
Görevliye sorduk: “Daha önce oldu mu? Tavşanlar aşılı mı?”
“Hayır, aşılı değiller ama daha önce de birkaç kişiyi ısırdı, bir şey olmadı.”
Eşimle birlikte sahiplerini bulmaya çalıştık — sonuç: alaycı, suçlayıcı ve sorumsuz bir tutum.
“Bizim tavşan ısırmaz.”
“Hayvanları niye sevdiniz, onlar sevmek için değil.”
“Bu kadar büyütecek bir şey değil.”
“Bizim tavşan daha önce kimseyi ısırmadı, bu ilk.” (Doğru degil)
“Uyarı vardı, gelin gösteriyim (gittik video çektik uyarı yok, aa kaldirmistir biri dedi. Halbuki başta gelen görevli, biz uyarı koymadik demisti).”
Oysa çocuk parkına ulaşmak için tavşanların önünden geçmek gerekiyor.
Ortada hiçbir uyarı yoktu.
Tavukların olduğu alandaki paslı demirler dışarı çıkmış, çocuklar için çok tehlikeli.
Babamın oturduğu sandalye kırılmak üzereydi. Gösterdiğimizde “Ararsanız daha neler bulursunuz” dediler.
Oyun parkı 50 derece güneş altında. Eşim kaydıraktan inmesine yardım ederken elini yaktı. Allah’tan çocuğumuz dokunmadı.
Bana ChatGPT’den tavşan ısırması yazısı okutmaya çalıştılar, büyütmeyeyim diye.
“Bizden ne istiyorsunuz?” dediler.
“Hiçbir şey istemiyoruz. Sadece buranın sorumluluğunu alın,” dedik.
Ben artık kızımı emzirmem gerektiğini söyleyerek konuşmayı sonlandırmak istedim.
Tepkileri: “Siz de mekânımızı terk edin.”
Biz can derdindeyiz. Onlarsa kendilerini kurtarma ve sorumluluk almama derdindeler.
Tavşanlar aşısız. Nereden geldikleri, ne yedikleri belli değil.
Kuduz şakaya gelmez.
Bir yaşındaki çocuklara çoğu yerde kuduz aşısı yapılamıyor.
Olay sonrası rüşvet verir gibi 2.800 TL’lik hesabı almak istemediler.
Ama biz mesele para değil, can diyerek hesabı ödeyip çıktık.
Bizden sonra birkaç aile yaşananları duyunca mekânı terk etti.
Sonuç:
Kir Sofrası hijyenden, çocuk güvenliğinden, sorumluluktan ve saygıdan yoksun bir yer.
Gümüşlük’te Kerem’in Çiftliği, Yalıkavak’ta Safiye gibi temiz, kaliteli, ilgili yerler varken burada zaman ve para kaybı yaşarsınız.
Çocuğunuzu, sağlığınızı ve huzurunuzu düşünüyorsanız asla gitmeyin.
Not: videodaki çocuklar benim değil. Arkalari donuk diye videoyu koyuyorum sahibi beyefendi bizi sinirle her yerde uyarilar var gelin gorun diye bir hısım hızlı adımla götürdü, ama ne uyarı ne de kapalı kapı var, zaten çocuk parkına açılıyor, gördüğünüz gibi her çocuk hayvanları sevmeye gidiyor. Uyarı ya da engelleyici unsur yok.
Yiyecek: 1/5 | Hizmet: 1/5 | Atmosfer: 1/5