İEA Bursa mağazası, tam olarak “evimden çıkıp da içine girince ‘ah işte burası’ diyeceğim” türden bir yer değil. Ama içeri adımını attığında, seni “çok da büyük olmayan ama ne ararsan bulabileceğin” bir alan karşılıyor. Hani şu “her şeyi bir arada yapayım, sonra da kaybolayım” kafası değil; tam tersine, “hızlıca gir, ihtiyacını al, çık” diye tasarlanmış gibi. Gözün yorulmuyor, yön bulmak için harita aramıyorsun. Etrafta kalabalık yok, azıcık sessiz bir huzur saklı.
Mağazanın düzeni fazla göz yormuyor, renkler sakin. Ne çok ışık var ne karanlık; tam kararında, ayarında. Alışveriş yaparken “ne alsam ki?” diye boğulmuyorsun. Fiyatlar ise o “kaçmaz” tatlı telaşı yaratmıyor, sakin sakin bakıyorsun.
Restoran bölümüne gelince, işte asıl sürpriz orada. Yemekler tam damak tadına göre ama o öyle “ben gurmeyim” edasıyla değil; daha “sana evde hazırlanmış gibi” rahatlığı veriyor. Menü fazla kalabalık değil, seçilen her şey belli ki düşünülmüş. Masalar ne çok yakın ne çok uzak; komşunu duyup gürültüyle sinirlenmiyorsun ama yalnızlıkda hissetmiyorsun :)
Ortamı öyle steril ve yapay değil, küçük dokunuşlarla sıcaklık yakalanmış. Kafenin ışıkları da öyle göz kırpmayan türden; rahat ediyorsun.
Genel olarak İKEA Bursa, “kafa dağıtmak istiyorum ama çılgınlık istemiyorum” diyenlere tam biçilmiş kaftan.