Tarikatların kuruluş döneminde yaşayan Sühreverdî gençliğinde Abdülkādir-i Geylânî’den feyiz almış, çağdaşlarından Evhadüddîn-i Kirmânî ve Muhyiddin İbnü’l-Arabî ile görüşmüştür.
Hz. Ebû Bekir’in soyundan geldiği için Bekrî, Teymî ve Kureşî nisbeleriyle anılır.
Sühreverdî on altı yaşlarında Bağdat’a amcası Ebü’n-Necîb’in yanına gitti. Burada ondan ve çeşitli hocalardan ders okudu. Şâfiî fıkhını amcasının arkadaşı Ebü’l-Kāsım b. Fadlân ve Ebü’l-Muzaffer Hibetullah b. Ahmed eş-Şiblî’den tahsil etti. Ebü’l-Feth İbnü’l-Battî, Ma‘mer b. Fâhir, Ebû Zür‘a el-Makdisî, Ebü’l-Fütûh et-Tâî gibi âlimlerden hadis, fıkıh ve diğer ilimleri öğrendi. Önceleri kelâm ilmine meylettiyse de amcasının arkadaşı olan Kādiriyye tarikatı pîri Abdülkādir-i Geylânî’nin tavsiyesiyle bundan vazgeçti. Abdülkādir-i Geylânî (ö. 561/1166) ve amcası Ebü’n-Necîb es-Sühreverdî’nin (ö. 563/1168) vefatından sonra bir mürşid arama amacıyla Basra’ya gitti. Burada bir müddet Ebû Muhammed Abdullah el-Basrî’nin sohbetlerine devam eden Sühreverdî’nin Basra körfezinde Abadan’da abdal diye anılan erenlerle görüştüğü ve Hızır’la sohbetlerde bulunduğu rivayet edilir. Yine orada Ebü’s-Suûd el-Bağdâdî’nin sohbetlerine katıldı. Uzunca bir süre halvete girdi. Daha sonra Bağdat’ta amcasının Dicle nehri kenarındaki tekkesinde ve 590 (1194) yılında Makber mahallesinde vaaz ve irşada başladı. Etkili konuşmaları sayesinde geniş bir kitlenin ilgisini çekti ve birçok kişi kendisine intisap etti.
Sühreverdî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin babası Bahâeddin Veled’in 617 (1220) yılında Bağdat’a gelişinde kalabalık bir halk kitlesiyle onu karşılamaya çıktı. 618’de (1221) halifeden aldığı menşûru Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad’a götürdü. Bu yolculuğu sırasında Malatya’da Necmeddîn-i Dâye ve Konya’da Bahâeddin Veled ile görüştü. 628’de (1231) hac için Mekke’de bulunduğu sırada sultânü’l-âşıkīn lakabıyla tanınan mutasavvıf şair İbnü’l-Fârız ile tanıştı.
Son zamanlarında gözlerini kaybetmesine ve kötürüm olmasına rağmen müridlerinin yardımıyla cuma vaazlarına çıkmaya devam eden Sühreverdî, 1 Muharrem 632’de (26 Eylül 1234) vefat etti.