Merkezinize ilişkin olarak yazdığım değerlendirmeye verdiğiniz cevabınız üzerine bazı önemli noktaları açıklama gereği doğmuştur.
Öncelikle belirtmek isterim ki, hazırlanan psikolojik değerlendirme raporunda, danışan olmayan bir üçüncü kişi olarak doğrudan adım (Hakan Ünsal) belirtilmiş, hakkımda hem tanıya yönelik hem de kişilik özelliklerime ilişkin yorumlar yapılmıştır. Bu durum, hem mesleki etik ilkelere hem de kişilik haklarına ciddi bir aykırılık teşkil etmektedir.
Özellikle şu noktalar dikkat çekicidir:
Raporda geçen “ani çıkışların ve öfke patlamalarının gözlemlendiği” ifadesi gerçek dışı ve subjektiftir. Zira ben bu psikoloğa sadece 1-2 defa ve her biri yaklaşık 5’er dakika süren görüşmelerde bulunmuşumdur. Bu kadar kısa ve sınırlı bir temas üzerinden bu denli iddialı ve tanıya dayalı bir gözlem yapılması, mesleki ciddiyet ve bilimsel dayanak açısından oldukça sorunludur.
"SCL-90-R tarama testi sonucunda öfke skalasında anlamlı oranda yükseklik görülmesiyle psikiyatri yönlendirmesi yapılmıştır" ifadesi, testin puanlama sistemine ve benim mevcut sonuçlarıma uymamaktadır. Bu testin sonuçlarına göre tarafıma yöneltilen bu yorum ya yanlış aktarılmış ya da kasıtlı olarak çarpıtılmıştır.
Raporda yalnızca danışan beyanlarıyla sınırlı kalınmamış; benim adım, ruhsal özelliklerim, aile içi davranışlarım ve hatta annemin (Kaldı ki Hacer Ünsal, uzmanla yalnızca bir kez ve çok kısa süreli görüşmüş olup, raporda yer alan ifadeleri kendisinin söylemediğini beyan etmektedir.) ifadeleri dahil edilerek genişletilmiş bir karakter analizine gidilmiştir. Danışanın subjektif anlatımlarına dayanılarak başka bireylerin ruh sağlığı hakkında yorum yapılması, Türk Psikologlar Derneği’nin yayımladığı Meslek Etiği İlkeleri'ne açıkça aykırıdır. Psikolog, danışanı dışında bir birey hakkında tanısal veya değerlendirmeye dayalı yorum yapamaz; bu, yalnızca mahkeme tarafından atanmış resmi bilirkişiler tarafından yapılabilir.
Dahası, hakkımda oluşturulan bu içerikler, hiçbir resmi makamın talebi veya hukuki yetkisi olmaksızın üçüncü kişi olan karşı tarafın mahkemeye sunduğu belge olarak tarafıma ulaşmıştır. Bu durum, 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) açısından da ciddi bir problem teşkil etmektedir. Açık rızam alınmadan kişisel verilerim değerlendirilmiş, kayıt altına alınmış ve üçüncü taraflarla paylaşılmıştır.
Söz konusu rapor, etik olarak “danışan merkezli” ve terapötik süreç destekli bir belge olması gerekirken, içerik yapısı itibariyle haklı-haksız ayrımı yapar biçimde, suçlayıcı ve tek taraflıdır. Böyle bir rapor, bir psikolojik danışma sürecinden ziyade, bir tarafın lehine belge oluşturmak amacıyla düzenlenmiş izlenimi vermektedir. Bu da raporun güvenilirliği ve mesleki bütünlüğü açısından şüphe doğurur.
Dahası, şahsıma yönelik bu tür yorum ve değerlendirmeler yapılmadan önce, en azından bilgilendirme veya görüş alma sorumluluğu dahi yerine getirilmemiştir. Bu, hem danışanla çalışan uzman açısından hem de değerlendirmeye konu edilen kişi açısından çok ciddi bir etik eksikliktir.
Psikolojik değerlendirme sürecinde SCL-90-R Belirti Tarama Testi uygulandı. Test sonuçlarımda tüm puanlar normal aralıkta olup, klinik düzeyde hiçbir ruhsal bozukluk belirtisi bulunmamaktadır.
Buna rağmen 2022 ye bakarak tarafıma infaz benzerine yönelik tanısal yorumlar yapılması, hem bilimsel gerçeklikle hem de mesleki etikle bağdaşmamaktadır.
Belirti Alanı Puan Yorum
------------------------ ----- -----------------------------
Somatizasyon 0.08 Normal
Obsesif-Kompulsif 0.10 Normal
Kişiler Arası Duyarlılık 0.00 Normal
Depresyon 0.23 Normal
Kaygı (Anksiyete) 0.00 Normal
Öfke-Hostilite 0.33 Normal (hafif dalgalanma)
Fobik Anksiyete 0.00 Normal
Paranoid Düşünce 0.17 Normal
Psikotizm 0.10 Normal
Uyku-İştah 0.43 Normal (hafif dalgalanma)