Sadece bembeyaz travertenleriyle değil, antik çağın büyüleyici kalıntılarıyla da nefes kesen bir UNESCO Dünya Mirası! Bu muazzam kent, Roma İmparatorluğu döneminde, özellikle M.S. 2. yüzyılda bir termal sağlık ve şifa merkezi olarak altın çağını yaşadı. Aziz Philippus'un şehit edildiği yer olarak Hristiyanlık için de büyük önem taşıyan Hierapolis, antik tiyatrosu, geniş nekropolü ve eşsiz termal havuzlarıyla ziyaretçilerine hem doğal bir cennet hem de tarihi bir yolculuk sunuyor. Şifalı suların binlerce yıldır aktığı bu eşsiz coğrafyada, hem doğanın hem de tarihin izlerini sürün

Pamukkale travertenleri ile aynı alan içerisinde bulunan Antik Tiyatro güzel korunmuş ve mükemmel durumda.

Bazı bölümlerine giriş yasağı bulunmaktadır.
Eğer yaz mevsiminde ziyaret edecekseniz mutlaka yeteri kadar suyunuzu bulundurun ve yanınıza şapka alın. Girişi üst tarafta olduğu için spor ayakkabı tercih ederseniz faydanıza olacaktır.

Pamukkale traverterlerinin hemen yan tarafında hierapolis Antik kenti bulunuyor.içerisinde Antik kazıntılar ve Roma dönemi mezar ve heykellerin olduğu küçük bir müze var. Yukarı tepeye doğru çıkıldığında hierapolis Antik tiyatrosu yer aliyor. Bunların hepsi için girişte Türkler için müze kart geçerli oluyordu ancak yabancı turistler için girişler 30 eurodu. Müze kart ile giriş yaptıktan sonra traventer leri müzeleri ve Antik tiyatroyu gezebiliyorsunuz.Biz temmuz ayında gittik havalar çok sıcaktı Trventerlere daha çok 16.00 ve 17.00 arası gidilmeli. Ancak o saatlerde biraz kalabalık oluyor. En çok eleştirmenin gereken yer ise tesislerin çok pahalı olması euro ⍷ bazında satış yapmaları su 1 eurodu ayrıca müze kartı olanlara yüzde 50 indirim yapıyorlar ama öğretmen ya da öğrenci gibi müze kartı ücretsiz alanlar bu indirimden yararlanamıyor