Mustafa Hayri Malatyevî, Mustafa Hayri Öğüt, Hacı Mustafa Hayri, Hayri Baba (d. 1895, Malatya – ö. 19 Eylül 1979, İstanbul) İslâm Tasavvuf Âlimi, Din Adamı, Kâdirî Şeyhi, Kâdirî-Hâlisiye Meşâyihi, Mürşid-i Kâmil, Kutb-ul Aktâb, Maliye Varidat Memuru.
Ömrünün yaklaşık çeyrek asrı Devlet-i ‘Aliyye-i Osmaniye’nin son dönemlerine, yarım asırdan fazlası da Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve sonraki dönemlerine denk gelmiş dönemin Kâdirî meşayihlerinden kabul edilen Mustafa Hayri (Soyadı kanunundan sonra Öğüt soy ismini almıştır) aslen Malatyalıdır. 1895 yılında bugünkü adıyla Malatya ilinde doğmuştur.
Dönemin olumsuz siyasi havasına rağmen İslâm tasavvuf hayatını gönüllere nakşedebilmek için büyük sıkıntılara göğüs germiştir. Göz önünde bulunması için Malatya’nın Kemaliye ilçesine göçe mecbur edilerek memurluk görevi yaptırılmıştır.
Malatya’da memurluk vazifesini icra ederken 1957 yılında Kars’a görevli gönderilmiş, bu görevi esnasında Kars’ta ve Erzurum’un İspir ilçesinde birçok mürid yetiştirmiştir.
1960 yılında Ankara Üreğil’e yerleşmiş; Üreğil, Boğaziçi, Gülbahçe, Mamak gibi semtlerden birçok müridânıyla zikir ve sohbetlerde bulunmuştur. Tedavi nedeniyle zaman zaman İstanbul’a uğramıştır. Burada da pek çok talebe yetiştirmiş ve Boğaziçi’nde bir mescit yaptırmıştır.
1965’te ise kalıcı olarak İstanbul’a yerleşmiştir. Ölüm yılı 1979 olup, mezarı Trabzon İli, Akçaabat İlçesi, Sarıtaş Mahallesi’nde Şehitlik Tepesi’nde bulunmaktadır.
Vaazlarında ve dinî hususlardaki izahatlarında Ehl-i Sünnet titizliği gözlenmektedir. Namaz kılmanın önemi, tasavvuf ehlinin yaptığı rabıtaya Ehl-i Sünnet ulemasının cevâzı, sufî görünümlü aldatan kimselerin bulunduğu, gerçek evliyanın kerâmet talibi olamayacağı ve bunun gibi pek çok farklı konuyla ilgili sohbetlerine, kendi orijinal ses kayıtlarından ulaşma imkânı bulunmaktadır. Bu ses kayıtları hâli hazırda web ortamında mevcuttur.
Mustafa Hayri Efendi, sünnet-i seniyyeye her hâlinde uymaya çalışırdı. Tevazuu elden hiç bırakmamaya gayret gösterirdi. Muhataplarını ihlâsa yönlendirirdi.
Sağlığında birisi vekaleten olmak üzere iki kere hac vazifesini ifâ etmiş, bir kere umreye gitmiştir.
Hayatı hakkındaki eserler incelendiğinde pek çok kişiyi halife, serzâkir, nâib ve nakîb olarak görevlendirdiği ve binlerce talebe yetiştirdiği görülmektedir. Mustafa Hayri’nin Kâdirî tarikatına intisap süreci Malatya Söğütlü Camii’nde Muhammed Kürkî ile karşılaşması ile başlamıştır. Muhammed Kürkî’yi evine davet eden Mustafa Hayri, sufîlerin yapageldikleri toplu zikir merasimi icra edildikten sonra Muhammed Kürkî’nin teklifi üzerine onu mürşidi olarak kabul etmiş, böylece Kâdirî Tarikatı Hâlisiyye koluna bağlanmıştır.
Hacı Mustafa Hayri büyük bir gayretle mürşidinin hizmetine koyularak O’nun pek çok duasını almış, övgülerini ve mânevi himmetlerini kazanmıştır.
Mustafa Hayri, mürşidi ile birçok yolculuk yapmış, birçok beldeyi birlikte ziyaret ederek tasavvuf yolunu buralarda yaşayan insanlara anlatmışlardır.
Diyarbakır’da bulundukları esnada şeyhi Muhammed Kürkî, İsa peygamberin havarilerinin kaldığını söylediği bir mağaraya girerek burada halvette bulunmuş, Mustafa Hayri Efendi de bu esnada kendisinin yakın hizmetini görmüştür.
Mustafa Hayri, mürşidinin vefat tarihi olan 1929’dan beri sufîler arasında manevi bakımdan en büyük derece kabul edilen Kutbu’l-Aktab’lık vazifesini ifa ettiğini ifade etmiştir. 84 senelik ömrü sonunda Suâdiye’deki evinde vefat etmiştir. O, ardında binlerce derviş, nâib, nakîb, serzâkir, pek değerli halifeler bırakarak vazifesini bihakkın yerine getirmiştir.
Kabirleri, Trabzon ili Akçaabat ilçesi Şehitlik Tepesi’ndeki türbededir.
Allah Rahmet Eylesin...