İnsanların şehir yaşamında mutlu olabilmeleri , sosyal ve insani gereksinmelerini en üst düzeyde karşılayabilmeleri ile yakından ilgilidir. Örneğin ulaşım konusunda sıkıntı çekmezlerse otobüs veya dolmuşlara balık istifi yerleştirilmezse trafikte saatlerce beklemek zorunda kalmazlarsa, toplu ulaşım vasıtalarıyla rahatça gideceği yere ulaşabilirlerse, kaldırımda ayağını burkmadan selamet içinde yürüyebilirlerse, akşam eve hem psikolojik olarak hem fiziksel olarak yorgun dönmezlerse mutlu olabilirler. Alışverişe çıktığında gıda maddelerini güvenle alabiliyorsa , koşturmaca arasında zaman zaman dinlenecek bir park bulabiliyorsa şehir yaşamı mutluluk verebilir.
Özellikle trafik ve nüfus yoğunluğunun fazla oluşuna bağlı olarak artan stres ve gürültü insanda ister istemez bir gerginlik yaratmaktadır. Olmadık bahanelerle sürücülerin ve yayaların birbirleri ile sürtüşmeleri ve kavgaları sıradan olaylar haline geldi. Gerilmiş yay gibi olan bazı insanların eve gittiklerinde, evin huzurunu kaçırmaları da içten bile değil. Sabır ,tolerans hoşgörü giderek azalıyor gibi. O halde bu durum nasıl önlenmeli ? Gerginliğin giderilmesi ,relax olma , rahatlama, huzur bulma konusunda en büyük yardımcımız en iyi doktorumuz yeşil alanlar ve parklardır.
Kendini yenileyebilmek , açık havada biraz nefes alabilmek, kent içinde bile olsa azıcık doğayla baş başa kalabilmek, parklarla mümkündür. Kanepede otururken bir kediye simit vermek, gezmeye çıkarılmış bir köpeği sevmek, kanepede yanınızda oturan biriyle sohbet etmek gerginliği azaltıp sizi oyalayabilecek davranışlardır. Hele çocuklar için parka çıkıp oyun oynamak, ekmek, su kadar elzemdir. Hiçbir şey yapılmasa da kanepede oturup gelip geçenleri seyretmek bile oldukça dinlendirici olabilir.