Çok güzel bir deneyimdi. İstanbul’da daha iyisini yemedim. Son 3 yıldır İtalya’da yaşıyorum, el yapımı makarna konusunda İtalya’da yediklerimden bile lezzetliydi. Mutlaka denenmesi gereken bir yer

Fauna, Ataşehir’in saklı hazinelerinden biri. Şef İbrahim Tuna’nın önderliğinde hazırlanan her tabak, emeği ve özeni hissettiriyor. Menü mevsime göre değişiyor ama kuzu incikli makarna ve ravioli çeşitleri benim vazgeçilmezlerim. Malzeme kalitesi, tat dengesi ve sunum hepsi bir araya gelince ortaya gerçek bir lezzet deneyimi çıkıyor. Mekanın sıcak, samimi atmosferi ve açık mutfak düzeni de bu deneyimi tamamlıyor.

Tatlıda ise bir klasik var: Maylobi. Eski Faunacılar hemen tanır; aslında bildiğiniz muhallebi ama sade, zarif ve nostaljik bir tat. Yemeğin sonunda yüzünüzde hafif bir gülümseme bırakan cinsten.

Ama bir not: Rezervasyonsuz gitmeyin! Burası aceleyle yemek yiyip kalkılacak bir yer değil. Tadını çıkararak, keyifle vakit geçirmek isteyenlerin mekanı.

———————————————

Fauna is one of Ataşehir’s hidden gems. Under the guidance of Chef İbrahim Tuna, every dish is crafted with care and precision. The menu changes seasonally, but my all-time favorites are the lamb shank pasta and the variety of ravioli — each bite is perfectly balanced and packed with flavor. The quality of ingredients, thoughtful presentation, and warm, welcoming atmosphere make the whole experience unforgettable. The open kitchen adds an extra layer of intimacy and trust.

And don’t skip dessert! Long-time Fauna regulars will remember the “Maylobi” — it’s essentially a classic milk pudding, but done so elegantly and simply that it leaves a nostalgic smile on your face.

Just one tip: always make a reservation. This is not a place for rushed meals. It’s where you go to slow down, savor every bite, and truly enjoy the moment.

Öncelikle sonda söyleyeceğimi başta söylemek istiyorum, İstanbul ve Türkiye'de böyle bir restorant olduğu için çok mutluyum ve neden daha önce gitmediğim konusunda kendimi eleştiriyorum. Baştan başlarsak evet rezervasyon bulmak zor ama bulduktan sonra bence süreç gayet hızlı ve sorunsuz gidiyor. Fauna, limitli kuverli bir yer ve belli ki İbrahim Bey kaliteden ödün vermemek ve standartı bozmamak adına bu şekilde devam ediyor. Fauna yer olarak gayet rahat biryerde ve etrafında çokca otopark yeri var, karşılama müthiş. İçerideki iki servis elemanı ve İbrahim Bey çok güleryüzlü ve misafirperverler. Siparişi verirken tek kişi olduğum için detaylı bazı sorular soruyorum ve olması gerektiği gibi yönlendiriliyorum. Organik sebzeli ricotta salatası müthiş, baharın geldiği bu günlerde resmen tazelik kokuyor. Kuşkonmazlar körpe, yedikule marul lezzetli, ricotta ise üst düzey. Son zamanlarda çok et yediğim için tercihimi kuzu etli ürünlerden ziyade keçi peynirli çam fıstıklı ravyoliden yana kullanıyorum. İtalya da yediğim ravyolilerden 2 gömlek üstün, müthiş bir irmikli hamur müthiş bir pişirme ve çok lezzetli bir keçi peyniri ve sos. Yabancıların dedikleri gibi sosun texture(doku)'ı müthiş. Belki biraz daha tuz ve karabiber olabilir ama kesinlikle damak tadı ile alakalı zaten isterseniz dışarıdan ekleyebilirsiniz. Sorbe olarak bugün kumkuat varmış, garson bey kibarca bana kumkuata aşina olup olmadığımı sordu, bence çok yerinde bir soru çünkü damak tadı anlamında baskın ve hafif acı bir tat, ama bir şaheser. Maylobi(muhallebi) de ise çok kaliteli bir vanilya kullandıkları çok belli. Özetlemem gerekirse İbrahim Bey'in kapıda siyah tahtaya yazdığı 'Her şey ağırdır,yoğundur ve kokuludur' ile 'Fauna sabrı ve zamanı olanlar içindir' sözleri sanki birer manifesto. Fiyata yüksek demek haksızlık olur, evet ucuz değil ama bu kaliteye bu fiyatlandırma bence doğru. Emeklerinize sağlık!!