Bir baba olarak, çocuğumla ders çalışmakta zorlanmak çok gurur kırıcıydı. Onu anlamaya çalışsam da her akşam aynı kısır döngüye giriyorduk: Ödev yapılmamış, yazılıya hazırlık yok, kavga hazır. Ta ki Edra Akademi’ye başlayana kadar. Bu kurumda sistemli bir şekilde devlet okulunun verdiği tüm ödevler yapılıyor, her hafta yapılan denemelerle eksikler ortaya çıkarılıyor ve o eksiklere göre özel takviyelerle çocuğum destekleniyor. En güzeli de şu: Çocuklar burayı seviyor çünkü burada değer görüyorlar, eğleniyorlar, okula gitmek istemeyen çocuğum Edra’ya gitmek istiyor. Nursel Hoca’nın liderliğinde çocuklara anne gibi yaklaşılıyor. Artık evdeki rolümüz öğretmenlik değil; en güzeli de bu. Yazılılardan önce yapılan etütlerle çocuğum o kadar donanımlı hale geldi ki notları 95-100’ü geçiyor. Bu başarı sadece onun değil, Edra’nın başarısı.