Savaş diye bi' arkadaşım vardı dedi gel bu kırtasiye çok ii, fiyatlar çok ucuz.. başladı övmeye. Ben dedim bir kırtasiye nasıl bu kadar iyi olabilir sen abartıyorsun kırtasyie dediğin anca bir kırtasiye olabilir. Ama ilk adımımı attığım an anladım ki Savaş arkadaşım haklıymış. Kaliteli bir kahve dükkanı ile sıradan bir kahve dükkanı arasındaki fark ne kadar büyükse, aynısı kırtasiyeler için de geçerliymiş.
Eskiden girdiğim her kırtasiyede; kırtasiyecinin, öğrencilerle arasına koyduğu görünmez bir duvar vardı. Kırtasiyeciler kendilerini farklı bir havalarda hissedip, müşterilerine para bankası olarak bakıyordu. Saygı göremiyordum "he evet şu kadar", "mhm evet", "şurada yazıyo" şeklinde elin tersiyle verilmiş cevaplar duyuyordum hep.
Ama Çakıl Kırtasiye'de bunlar yoktu. Çalışanların hepsi güler bir yüzle ve yardımsever bir şekilde cevap veriyordu. Diğer gittiğim kırtasiyelerde kasanın arkasından çıkmaya üşenip elle gösterenlerin tersine, kasanın arkasında hangi çalışan olursa olsun hep yardım etmeye çalışırlardı.
Dekorasyonuyda çok güzeldi. Geniş ve renkli bir havası vardı ve her malın kendine özel yerleri vardı ve her birinin yerini kolayca bulunabilecek yere koymuşlardı.
Bu söylediklerimin çoğu kulağa küçük ve gereksiz gelebilir ama cidden ve cidden kırtasiyeden her çıktığımda mutlu çıkıyordum ve kazıklanmışım gibi hissetmiyordum -diğer girdiğim çoğu kırtasiyenin aksine- ve eminim benim gibi de birçok öğrenci aynı hissi yaşamıştır. Fotokopiyi çekip fiyatını öderken kasiyerin gözüne hiç baktıysanız ölü, soğuk ama aynı zamanda da sırıtkan bir bakış görmüşsünüzdür. Ben bu bakışı Çakıl Kırtasiye'de görmediğimde de anladım ki şuana kadar geldiğim en iyi kırtasiyeye gelmişim.
Hiç gitmeyen, alanındaki başka kırtasiyelere giden herkese tavsiyem Çakıl Kırtasiye'yi bir denemeniz. Emin olun ki yukarıda saydığım rahatsızlıklardan herhangibirini daha önce başka bir kırtasiyede hissettiyseniz, burada öyle bir şey ile karşılaşmayacaksınız ve bu da sizin gönlünüzde cidden bir rahatlık yaratacak.
İyi günler.