Büyükçekmece Sahili – Güneşin battığı, insanların birbirine karıştığı, hayatın ağır ağır aktığı bir İstanbul köşesi.
İstanbul’un keşmekeşinden biraz olsun sıyrılmak, denizin kokusunu soluyup gün batımını izleyerek huzur bulmak isteyenler için Büyükçekmece Sahili kesinlikle görülmeye değer bir durak. Özellikle akşam saatlerinde sahilin kendine has bir ruhu var: Rüzgâr yumuşak, ışık altın rengi, gökyüzü pastel tonlarda. Güneş batarken denizle birleşen o kızıllık, insanın içini hafifçe burkuyor ama bir o kadar da dinginlik veriyor. Günün telaşı yerini ağır ağır yürüyen insanlara, bisiklet süren çocuklara ve banklara oturmuş düşünceli yüzlere bırakıyor.
Burası sadece bir sahil değil, aynı zamanda bir buluşma noktası. Aileler, gençler, yaşlılar, yalnız yürüyenler, köpeğini gezdirenler… herkes burada. Sosyal bir ritmi var bu yerin. Kimisi kumsalda çıplak ayakla voleybol oynuyor, kimisi denize giriyor, kimisi ise sadece izliyor, zamanın içinden geçmesine izin veriyor. Büyükçekmece Sahili, insan manzaralarının çeşitliliğiyle yaşayan bir tablo gibi.
Özellikle yaz aylarında burası adeta bir açık hava meydanına dönüşüyor. Mısır satanlar, bisiklet kiralayanlar, minik tezgâhlar, sokak müzisyenleri… Küçük mutlulukların sahnesi. Herkes kendi ritminde ama ortak bir neşede buluşuyor. Kalabalık olmasına rağmen genellikle huzurlu. İnsan ilişkilerinde bir yumuşaklık, bir karşılıklı hoşgörü hissediliyor.
Ancak elbette her şey kusursuz değil. Yer yer denizden ya da kanalizasyon çıkışlarından gelen kötü kokular olabiliyor. Özellikle rüzgâr yön değiştirdiğinde bu durum rahatsız edici hâle gelebiliyor. Belediyenin bu konuda daha sistematik bir temizlik ve koku yönetimi yapması şart. Bunun dışında bazı bölgelerde çöp kutuları yetersiz kalabiliyor, yerlerde çöp görmek moral bozuyor. Bu, sadece yönetimin değil, aynı zamanda halkın da sorumluluğu.
Yine de bu olumsuzluklar genel güzelliği gölgeleyecek kadar güçlü değil. Büyükçekmece Sahili, İstanbul’un soluklanma alanlarından biri. Betonun ve gürültünün arasında bir nefes, bir pencere. Hem dinlenmek, hem yürümek, hem de sadece durup manzarayı izlemek için birebir. Üstelik ulaşımı da oldukça kolay, park alanları genellikle yeterli.