Gezmeye gittik ama her yerini gezemedik maalesef zaman yetmedi. Uygun zamanda tekrar gitmeyi düşünüyorum. Bisiklet kiralmazsak olmazdı

Gezilmesi en harika yerlerden.Araba seslerinden uzakta uçak sesleri yok doğa ile berabersiniz kahvaltınızı giriş dükkanlarında yapıp ilk önce minibüsle aya yorgi kilisesine gidip eşsiz manzaranın tadına bakmalısınız(Tabi çıkması epey zahmetli) sonrasına aşağı inip dilburnu yapabilirsiniz sonrasına geriye doğru köşkler caddesinden geçip bol fotoğraf çekebilirsiniz çarşıya tekrar inip dondurmanızı yiyebilirsiniz.Tabi bu sürede kalabalık artacaktır son gezinizi yapıp vapura tekrar dönüş sağlayabilirsiniz.

Büyükadaya senede 2 kez giderim ve Asıklar Tepesindeki cay bahcesinde oturmadan donmem.muhakkak ada turu yapilmali ister yuruyerek ister belediyenin araclariyla.kilisede ayin varmis kutsandik ustune😊

Kınalıadayı daha çok beğendim, büyükada daha turistik ve gürültülü , aşağıdaki görüntüleri YouTube kanalımda da video haline getirip paylaştım. Kanal adı:LifeLongTravel YALAVUZ

Dilburnu tabiat parkı giriş 60 TL

Adalar sahilden dolmuş ile gidebileceğiniz manzaraya doyacağınız mükemmel bir alan

İstanbul'da bulunan adalardan en büyük olanı. Yaz aylarında denize de girilebilen ada kış ayları hariç genelde kalabalık oluyor. Minibüsleri kullanarak, bisiklet kiralayarak ya da yürüyerek kiliseye gidebilirsiniz. Sokaklarında yürüyerek gezmesi oldukça zevkli.

12/03/2025 -Tarihinde ziyaret ettim.Adaların en büyük olan Büyük Adası.Burayı dolaşmak için 1 Gün ayırmanız gerekiyor.Elektirikli Minibüsler ile Ada İçerisinde Tur Yapabilirsiniz.Ancak Minibüs ücretleri Biraz pahalı durumda Ve Ücreti 93 TL.İstanbulkart olanlar için Aynı zamanda kredi banka kartı ile geçebiliyorsunuz Buda 160 TL Oluyor.Lütfen ücretlerin biraz daha indirim yapılmasını Talep Ediyorum.Ulaşım olarak Şehir Hatları Vapuru Ve Mavi Marmara,TURYOL Ve Dentur gibi Gemilerle Gelebilirsiniz.Tavsiyem Dilburnu Parkı Aşıklar Yolu Kahve Dünyası,Viranbağı Plajı.Oteller ve Kafeler bulunmakta.Migros Marketin Olması Tercih sebebim.Ancak çok sayıda Girişde köpek ve kuşlar oluyor.Çoğu mekanında alkollü olması Sarhoş insan sayısını arttırıyor.Ayrıcada Bisiklet Ve Martı sürücüleri çok hız yapıyorlar.Neredeyse üstümüze çıkacak kadar Bizi görmezden geliyorlar.Lütfen biraz dikkatli Sürünüz.Hız yapmaya gerek yok.Bisiklet Kiralama ücreti Kişi Başı 80 TL.Akşam saatlerinde Sarhoş Tipler çoğunlukta olduğu için tercih etmiyorum.Gündüz daha sakin oluyor..Uzun lafın kısası.Tavsiye Ediyorum.En çok sevdim adalardan birtanesidir...Lütfen sarhoşlara dikkat edelim...

Mükemmel bir atmosfer

Büyükada: İstanbul’un Saklı Cenneti

İstanbul’un kalabalık ve hızlı yaşamından kaçmak isteyenler için Büyükada adeta bir cennet köşesi. Martı sesleri eşliğinde vapurla yapılan kısa bir yolculuğun ardından, bambaşka bir dünyanın kapıları aralanıyor. Adaya ayak bastığınızda sizi karşılayan nostaljik dokusu ve sıcacık atmosferi, burada geçireceğiniz zamanın ne kadar özel olacağını müjdeliyor.

Gezme ve Tozma Rotaları

Büyükada’yı keşfetmenin en güzel yolu, sokaklarında kaybolmak. İlk durak olarak tarihi iskeleden yürüyerek Aya Yorgi Kilisesi’ne çıkmak harika bir seçenek. Yaklaşık 1 saat süren bu yürüyüş, hem spor yapmak hem de ada manzarasını doyasıya yaşamak için ideal. Yol boyunca rengârenk begonvillerle süslü köşklerin güzelliği adeta büyülüyor. Yokuş biraz yorucu olsa da zirveye ulaştığınızda muhteşem manzara tüm yorgunluğunuzu unutturuyor.

Kiliseden aşağı inerken adanın sokaklarına dalmak, tarihi yapıları ve köşkleri fotoğraflamak da oldukça keyifli. Ada sokaklarında nostaljik faytonlar kalksa da bisiklet kiralayarak gezmek hem eğlenceli hem de pratik bir seçenek. Bisikletle sahil şeridinde dolaşırken denizin huzurlu sesi eşliğinde kendinizi doğayla bütünleşmiş hissediyorsunuz.

Lezzet Durakları: Ada Mutfağı

Büyükada, sadece manzarasıyla değil, mutfağıyla da gönülleri fethediyor. Sahil boyunca sıralanan restoranlarda taptaze deniz ürünlerinin tadını çıkarmak mümkün. Özellikle mezeleri ve balıklarıyla ünlü mekanlarda akşam yemeği bir ritüel haline geliyor. Kalamar dolması ve ada usulü levrek marin mutlaka denenmeli.

Gün batımını izlerken bir kadeh şarap eşliğinde sohbet etmek, adanın romantik havasını doruklara taşıyor. Tatlı molası vermek isterseniz de ünlü dondurmacılarda meyveli ve nostaljik tatları deneyebilirsiniz. Adanın meşhur lokma tatlısı da yol üstünde sizi selamlayan lezzetlerden biri.

Müzik ve Sanat: İlham Veren Atmosfer

Büyükada’nın ruhunu en iyi hissetmenin yollarından biri de müziğiyle bütünleşmek. Sahil kenarında gitarını eline alıp doğaçlama müzik yapan gençlerin enerjisi, adanın ruhunu yansıtıyor. Adanın sessiz sokaklarında yankılanan melodiler, müziği ruhunuzda hissettiriyor.

Sanatla iç içe bir ada olan Büyükada’da sık sık düzenlenen müzik ve sanat etkinliklerine rastlamak da mümkün. Tarihi köşklerde yapılan akustik konserler ve resim sergileri, ada ruhunu sanatla harmanlıyor. Müziğin ve doğanın iç içe geçtiği bu ortamda birkaç parça çalmak, sanatla ruhunuzu beslemek adeta bir terapi gibi.

Doğa ile Bütünleşmek

Ada demek, doğayla bütünleşmek demek. Sahil kenarında yürüyüş yaparken burnunuza gelen iyot kokusu, kuşların cıvıltısı ve hafif esinti, şehir yaşamının stresini geride bırakmanıza yardımcı oluyor. Doğanın kucağında meditasyon yapmak ya da sadece dalgaların ritmine kendinizi bırakmak huzuru bulmak için yeterli.

Büyükada’da kamp yapmak da doğaseverler için harika bir deneyim. Ormanın içinde kurulan küçük bir çadırda sabahın ilk ışıklarını karşılamak, günün ilk kahvesini doğanın içinde yudumlamak unutulmaz anılardan biri haline geliyor.

Sonuç: Zamanın Durduğu Yer

Büyükada, müziği, doğası, tarihi ve huzur dolu atmosferiyle İstanbul’un kalbinde bir kaçış noktası. Hem gezip tozmak hem de ruhunuzu dinlendirmek için ideal bir rota. Sanatla iç içe, doğayla uyumlu ve lezzet dolu bir ada kaçamağı arıyorsanız, Büyükada sizi bekliyor.

Harika bir ada sessiz sakin herkes kendi halinde dinlenmek icin de eglenmek içinde gidilebilecek bir yer tavsiye ediyorum

Dünya’yı geziyorum şu an Endonezya Bali’deyim ama ara ara girip fotoğraflarına bakıp özellikle kışını özlediğim benim için yeri çok ayrı olan o yerdir. Kalbim ada’da💌

Ada genel olarak güzel eski evleri,konakları, köşkleri ve temiz orman havasıyla harika yürüyerek gezilemeyecek bir ada bisikletle adanın etrafında bir tur atarsanız heryeri görmüş ve keyif almış olursunuz.

Ada çok güzel ama ulaşım pahalı 1 akbili basma 90 TL olamaz hafta içi tercih etmek daha güzel gayet dğanla içice bir yer

Rıhtımdan çıktığınızda sola doğru yürürseniz ileride sakin bir alan var, deniz kızı heykelini görebilirsiniz.

1930 yılında Karacabey mevkiindeki Rum Ortodoks mezarlığı yakınında bulunan ve Büyük İskender'in babası Makedonya kralı II. Filip'e ait altın sikkelerin bulunduğu Büyükada Definesi, adanın tarihine ilişkin en eski bulgudur. Hepsi 207 altın sikkeden ibaret olan define şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Diğer Prens Adaları gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Adalar, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un Fethi'nden bir ay önce alınmıştır.

Adaların en büyüğü ve gitmesi de bir o kadar uzun süren, keyifle tüm gününüzü geçirebileceğiniz, çevresini yürüyerek dolaşmanın saatler alacağı ya da benim gibi bisiklet veya tek teker sürmeyi seviyorsanız sürmeken kendinizi alamayacağınız bir yer. Kesinlikle tavsiye ederim.

Büyükada, İstanbul'un Prens Adaları (Adalar) olarak bilinen takımadaların en büyüğüdür. Marmara Denizi'nde yer alan bu ada, tarihi, doğal güzellikleri ve huzurlu atmosferiyle tanınır. Özellikle İstanbul'a yakınlığı nedeniyle hem yerli hem de yabancı turistler için popüler bir kaçış noktasıdır.

Büyükada, Bizans döneminden itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Özellikle Bizans İmparatorluğu döneminde prensler ve soylular sürgüne gönderildiği için "Prens Adaları" adını almıştır.
Osmanlı döneminde ise ada, çeşitli etnik ve dini grupların yaşam alanı olmuştur. Bu nedenle tarihi kiliseler, manastırlar ve sinagoglar adada bulunur.
Gezilecek Yerler:
Aya Yorgi Kilisesi ve Manastırı:

Adanın en yüksek noktalarından birinde yer alır.
Tepeden muhteşem bir deniz manzarası sunar.
Özellikle Hıristiyanlar için kutsal bir ziyaret yeridir. 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde binlerce kişi buraya hac ziyareti yapar.
Büyükada Rum Yetimhanesi:

Dünyanın en büyük ahşap yapılarından biridir.
UNESCO tarafından korunmaya alınması önerilmiştir, ancak günümüzde ziyarete kapalıdır.
Reşat Nuri Güntekin Evi:

Ünlü Türk yazar Reşat Nuri Güntekin'in bir süre yaşadığı evdir.
Dışarıdan görülebilir ve edebiyat severler için ilgi çekicidir.
Adalar Müzesi:

Adaların tarihini ve kültürel mirasını sergileyen bir müzedir.
Plajlar:

Aya Nikola Plajı, Yörükali Plajı ve Eskibağ Plajı gibi çeşitli plajlar, yaz aylarında deniz keyfi sunar.

Adaların en büyüğü büyükada çok güzel ayrıca yorucuydu. Avcılardan feribotla geldik. Aya yorgi kilisesi müzesi hamidiye camisi bisikletle tam ada turu ancak çoğu kilise kapalı ziyaret edemedik. Buraya 1 gün ayırmak lazım hem yorucu hemde feribotla gelindiği için

Her sene büyükada ya gitmeyi tercih ediyorum. Ben büyükada yı büyülü şehir olarak tanımlıyorum..İnsanı çekiçlenmiş sokak kaldırımları, denizi,kokusu özellikle orada yaşayan insanların misafir Perver olmaları büyülüyor adeta..Betonlaşmış şehirlerde insanlar gerçekten uzak kalabalık,ses,gürültü içinde kendinden bile kaçış yeri ararken, Büyükada öyle değil.insanın kendisini dinleyeceği ve huzur bulacağı bir yer..Komşuluk bağlarının kopmadığı ve söylemeden geçemeyeceğim Sokak hayvanlarına sahip çıkan halkı ,insanları beni mest ediyor adeta..Sokakları güvenli, temiz,bakımlı, sade ve mütevazi bir yaşam için en güzel yerlerden biri.Tarihi yapıları, dokusu bozulmamış evler etkiliyor beni. Büyükada da yaşamak isterdim..Şimdilik her yıl gitmek ile yetiniyor olmak... yinede Huzur veriyor..Çocukluğumda yaşadığım Komşuluk bağları,saygı,güven gerçekçilik gibi duyguları hissediyorum..Büyükada mana ,anlam ve yaşam ile iç içe olmak anlamına geliyor benim için...

Hayatımda böyle bir üçkağıtçılık görmedim saati her yerde 50 liralık olan bisiklet burada 200 TL ve kadın sözde bize indirim yaptı 1 saat için üç kişi 500 TL verdik ve öğrenci olduğumuzu karşılayamadığı söylememize rağmen bu fiyatı söyledi.

Sokaklarının güzelliği ve temiz olması dışında maalesef hiç sevemedim burayı. Ada girişinde büyük bir hengame oluyor çok kalabalık. Çarşı gezilebilir. Yalnız neredeyse her mekanında alkol bulunuyor. İnsanların çoğu sarhoş gibi. Sadece çarşıdan uzakta sokakları gezmek çok güzel. Huzur veriyor dinlendiriyor insanı. Ama bu güzellik İstanbul'un farklı yerlerinde de bulunabilir. Görülmeye değer mi bilemiyorum.

Büyükada, şehirden uzaklaşıp huzur bulmak için mükemmel bir yer. Arabaların olmadığı adada bisikletle gezmek çok keyifli. Sokaklar sakin, deniz manzarası harika. Doğa içinde yürüyüş yapmak ise ayrı bir güzel.

Çok da fazla bir aktivitenin bulunmadığı, sadece Troçki Evi'ni görmek için ve ya bisiklet sürmek için gelebileceğiniz adacık.

Farklı kökenlerden insanların yoğun olduğu özellikle arapların furyasına dönüşse de bisiklete binip tepe noktalara çıkarak huzur hissiyatını yaşayabilirsiniz

Gittiğim ve tekrar gitmek istediğim nadir yerlerden birisi. Gerçekten çok güzel bir ada. Arkadaşlarınız ile sevdikleriniz ile gezeceginiz güzel bir ortam. Adada bisikletle gezmek güzel oluyor. Bu video adanın üst tarafı özellikle buraya gitmenizi tavsiye ederim.

Büyükada, İstanbul’un Prens Adaları arasında en büyük olanıdır ve özellikle doğası, tarihi yapıları ve huzurlu atmosferiyle ünlüdür. Ada, motorlu araç trafiğine kapalı olduğundan yürüyüş veya bisikletle gezmek popülerdir. Aya Yorgi Manastırı, Hristos Manastırı ve Rum Yetimhanesi gibi tarihi yapılar ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Geçen hafta sonu Büyükada'ya gittim ve inanılmaz bir deneyimdi. Ada'nın tarihi dokusu ve doğası gerçekten büyüleyici. Özellikle Aya Yorgi Kilisesi'ne çıkarken manzara nefes kesiciydi. Bisiklet kiralayıp ada turu yapmak da harika bir fikirdi. Kesinlikle tekrar gitmek istiyorum.

Büyükada ailecek aşkımız. İmkan olsa burada yaşamak isterdik. Yazı ayrı, kışı ayrı güzel.

Adaların en güzeli en dolusu benim için, bisiklet kiralayabilirsiniz, araçlarla tepe noktalarına çıkarak çay bahçeleri ve kafelerde denizin ve manzaranın tadını çıkarabilirsiniz

İnanılmaz güzeldi, yemek fiyatları abartılı değildi. Dilburnu tabiat parkında işletmeler bir güzel telle çevirmişler deniz tarafını, fotoğraf çekelim dedik kişi başı 35 TL istediler. Neden, orası kimin, aklımda deli sorular. Belediye daha sık bank koysa iyi olabilir

İstanbul dışında veya İstanbul için yaşayan herkes gelmesi gereken çok güzel bir ada. İstanbuldaki adaların en büyüğü. İçerisinde tarihi köşkler ve manastırlar bulunuyor.

Cok uzun yillardir gitmiyordum. Biraz hayal kırıklığı, biraz da keskeler ile döndüm. Deniz maalesef hiç iç açıcı değildi. Isletmeler/ plajlar zaten gundem konusu. Bir daha gider miyim çok zayıf bir ihtimal. Cok gereksiz bir zaman kaybi. Sadece sevdiklerimle geçirdiğim güzel bir gun oldu benim için. Ama bu güzelliği ada maalesef taclandirmadi.

Şehrin gürültüsünden ve egzozundan uzak sakin bir o kadar şirin. Bisikletle tüm adayı turlamak da harika bir deneyimdi. Nereye baksanız harika manzara!

Prens adalarının en büyüğü.Pekçok tarihi köşkü,yürüyüş parkurları ve restoranlarıyla İstanbul'a yakın ama ruhuyla kalabalığından bir o kadar uzak.Hafta içlerini tavsiye ederim.

Büyükada adaların en büyüğü ve en güzelidir ☺️ Tepeye kadar yürüyüp kilisede dilek diledik. Cumartesi günü gittik ada kalabalık değildi. İnsan gezip dolaşırken o güzel evlerden gözlerini alamıyor😍

Büyükada, İstanbul’un stresli ve yoğun hayatından kaçmak isteyenler için adeta bir vaha gibi. Şehirden sadece bir vapur mesafesinde olmasına rağmen, kendinizi tamamen farklı bir dünyada buluyorsunuz. Adanın sessizliği, dar sokakları, tarihi köşkleri ve muhteşem deniz manzarası, ziyaretçileri büyüleyen başlıca özelliklerinden.

Büyükada’ya ayak bastığınızda sizi ilk olarak rengârenk çiçeklerle dolu, çam ağaçlarıyla kaplı yollar karşılıyor. Ada sokaklarında dolaşırken, at arabalarının (faytonların) tıkırtıları, bisikletlerin hafifçe süzüldüğü yollar, ve insan seslerinin doğayla karıştığı bir atmosfere dalıyorsunuz. Motorlu araçların yasak olduğu bu adada, gürültüden tamamen uzaklaşıp huzuru iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Ada’nın en yüksek noktasına tırmanıp Aya Yorgi Kilisesi’ne çıktığınızda, manzara nefes kesici. İstanbul’u bir tablo gibi önünüze seren bu noktada, hem tarihi hem de doğal güzellikleri bir arada yaşamak mümkün. Ayrıca, sahil boyunca sıralanan küçük kafelerde denize karşı çayınızı yudumlayabilir ya da balık restoranlarında taze deniz ürünlerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Büyükada, hem günübirlik geziler hem de hafta sonu kaçamakları için ideal bir destinasyon. Adanın sakin atmosferi, İstanbul’un kaosundan kaçmak ve biraz nefes almak isteyen herkes için mükemmel bir seçenek. Büyükada’yı bir kez ziyaret eden, mutlaka tekrar gelmek ister.

Yiyecek içecek anlamında çok fazla seçeneğe sahip. Eğer adayı araçla turlamak isterseniz ada minibüsleri tur yapıyor. Son durağı lunaparkta inip büyük ada tur yolunda keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz. Ada içinde gezilecek yerlere mutlaka gitmenizi öneririm.

Çoğu yerlere giremiyosunuz sadece uzaktan bakiyosunuz ..bisiklet kiralama ücreti 80 TL ama tavsiye etmem rampalar çok dik yürüme daha iyi gidersiniz ...yiyecek içecek uygun ...elektrikli bisiklet kiralama yok ,özel kiralama var araç butcdnizi bilmiyorum 350 700 TL arasi

Gününüzü değerlendirmek için çok güzel bir yer

Harika sessiz kafa dinleme yeri Kabataş tan vaburla gelebilirsin istanbulkart la herşey var marketler restaurant cafe yani güzel yer

Bostancı’dan vapur ile geçiş var. İBB ile her saat sefer yok. Özel işletme ile de geçiliyor. Ücret tam 65, öğrenci 32 lira.

Büyükada Gezilecek Yerler Listesi

Büyükada Tabiat Parkı

Aya Yorgi Kilisesi.

Büyükada Rum Yetimhanesi.

Adalar Müzesi.

Reşat Nuri Güntekin'in Evi.

Büyükada Saatli Meydan.

Büyükada Ada Çarşısı

Büyükada Troçki'nin Evi.

Ada çok güzel ziyaret edilmesi gerekir. İbbnin taşımacılık fiyatları çok pahalı ülke halkı için. Ama adanın genel esnaf fiyatları turistik yere göre makuldür. Manzarası müthiş şiddetle tavsiye ederim.

Adaların en büyüğü. En sakin zamanda gitmiştik. Filmlerin çekildiği tepeye gidilebilir. Yukarıda kilise var gidilebilir. Oturanların evlerine bakıp hayran olmamak elde değil. İstanbullunun kafa dinleyeceği yegane yerlerden biri.

Adalar gezilip görülmesi gereken bir yer vapurla yolculuk yaptık güzeldi adaların hepsini görüyorsunuz istediğiniz adada inebilirsiniz en son durak Büyükada biz burda indik büyük adada indikten sonra kilise ye gitmek istersen elektrik li araçlarla gidebilirsin yeme içme konusunu orda gerçekleştirmeyin derim hakkından çok çok fazlasını istiyorlar ancak dondurmayı herşeye rağmen tavsiye ederim.ardından ordan İstanbul'a geri dönmek için vapurun kalkış saatleri var onada dikkat etmenizi tavsiye ederim. Gezmek için çok bir beklentiniz olmasın.

Adayı bisikletle turladık. Aya Yorgi Kilisesi bölgesi hariç her yere bisikletle ulaştık; Aya Yorgi yolu çok dik bir yokuş olduğundan yürüyerek çıktık. Geç saatte vardığımızdan kilise kapanmıştı içini gezemedik. Tarihi dokusu korunmuş evleri ve doğasıyla Büyükada’yı çok beğendik.

Ada harika bir yer. Mutlaka gidilmesi gerekir. Eski yalılarla dolu begonvilli sokaklarını yürüyerek gezmeli. Tarihi yerlerini ve dilburnu tabiat parkını görmeli. Fiyatlar dışında herşey çok güzel. Çay içelim diye girdiğimiz Müze kafede çay olmadığı için tavsiye etmeleri üzerine el yapımı meyve suyu içtik. Hesabı öderken şok yaşadım. Adaya hoş geldin dedi resmen. Bir meyve suyuna 130₺ vermek çok dokundu. Toplu taşıma 60₺. Belediyeye ait toplu taşıma için 1,5-2 km mesafeye bu fiyat çok fazla. Yani ada baştan başa kazık.

İyi ki gittim gördüm dediğim yerlerden, bayram sebebiyle fazla kalabalıktı yine de görülmeye değer. Kliseye mutlaka uğrayın. Sabuncakis köşkün’nün önünde fotoğraf çekinin.

Büyükada akülü arabalar dehşeti oturanları da gelen turistleri de çok rahatsız ediyor. Hele o geri gidiş bip bip sesleri . Sanki İstanbul Mecideköy' desiniz. Sürekli alarm sesi. Çok çirkin görüntüler bunlar. Yakışmıyor küçücük adaya.😡

Bostancı'dan ekspres bi hat var, 45-50 dakikada varıyor. Fayton işinin bittiği için dünya gözü ile o ortamı görmek bambaşkaymış, ne tezek kokan yollar vardı, ne üzerine üzerine süren faytonlar.
istanbul'da gezilebilecek en güzel yerlerden biri. büyükada'nın sokaklarını arşınlamak bir kitabın macera dolu olaylarında kaybolup gitmek gibi... biz ilk olarak yazlık beldelere özgü takı tezgâhlarının sıralandığı bir yerden geçiyoruz. o tezgâhların başında yaz mevsiminin esmerleştirdiği orta yaşlı kadınlar olur hep. kimisi örgü örer kimisi sohbet eder. tezgahlara göz ucuyla bakıp begonvillerin içinde poz veren kadınların yanından geçiyoruz. hatırla sevgili'nin çekildiği köşkte başlayan fotoğraf furyasına katılmadan yolun iki tarafına sıralanmış bahçeli köşkleri bir dedektif dikkatiyle izleyerek yürüyoruz.

birkaç tavsiye:
- Bisiklet kiralayacaksaniz pazarlık yapın saati yetiştirmek için fazla fiyata kiralamak yerine gün boyu aynı fiyata kiralayablirsiniz
-Aya yorgi kilisesine çıkacaksınız ve bisikletle gittiyseniz yola bisiklet kilidi cebinizde olsun önceden temin edip aşağıya bağlayın
- Turist ve müşteri kazıklayıcı mekanlarda dünyanın parasını vermek yerine belediyenin restorant ve cafesi olan beltur işletmelerinde konaklayıp deniz manzarasında bir şeyler yiyip içebilirsiniz.

Adanın her yerini gezemdm ama gezdiğim kadarı da güzel ve değerdi.zaman kısıtlı olduğu için Aya Yorgi kilisesi ve o civarı göremedim belki bir dahaki sefere. Çarşısı Kaş sokaklarını andırıyordu. arka sokaklar sakin ve terk edilmiş gibiydi.Tarihi ve mimari yapılar göz alıcı ve çok büyüktü;vakti zamanında hatırlıymış yaşayanlar anladık evlerin büyük ve gösterişli olmasından🤗 fotoğraf için her köşe bir başka güzel 👌

Her Türk'ün görmesi gereken çok güzel bir ada, hem tarih hem doğa sevenler için çok iyi, ama turistik yapıya dönen alışveriş yerleri ve yeme içme yerleri hoş değil

Beşiktaş’tan 28₺ ye vapurla gittik ve ada vapuru yandan çarklı değildi. Yaklaşık 2 saat sürüyor yolculuk, vapur giderken Kadıköy, Burgazada, Kınalı ada, Bozcaada, Heybeli ada ve Büyük ada şeklinde duraklara uğrayarak gidiyor (sıra ve isimleri yanlış hatırlıyor da olabilirim).
Adaya ulaşınca fayton yerine konulan elektrikli araçlarla adanın çevresi dolaşılabiliyor, 60₺ gibi bir ücreti ver. Aya yorgiye gitmek için lunapark durağında inip 20 dk kadar 1 km yokuş tırmanmanız gerekiyor, insan niye bu kadar tepeye bir ibadethane yapar ki sanırım kimse gelmesin istiyorlardı.
Oradan yine aynı araçlarla iskeleye dönebilirsiniz. Adalarda genel olarak şu an fiilen Yunanistan kullanımında olan Ege adaları esintileri var ama belediyecilik manasında başarılı bulamadım. Standartı olmayan çirkin tabelalar, her yere asılmış parti bayrak ve afişleri adaya hiç yakışmamış. Yüksek katlı yapılaşma olmaması güzel inşallah hiç izin de verilmez buna.
Yine de güzel bir ada ve fiyatları Ankara’ya göre yine ucuz, biz Ankara’da vasat şeyleri çok pahalıya yiyormuşuz bir kez daha anladım.

Istanbulun gürültüsünden sessiz sakin ve tertemiz doĝasına gelmek çok iyi geldi

Biraz pahalı ama yinede gezilmesi ve görülmesi gereken yer iyi ki gitmişim dediğim biryer

Yalnız büyükadayı gezmek bu kadar zor olmamalı 2 saat güneşte bekleyip belediyenin dolmuşlarını bekledik.böyle muhteşem bir yerin gezisi için ulaşım bu kadar düzensiz bu kadar saçma bu kadar plansız olmamalı...

İstanbul’a gelip görülmeden gidilmeyecek bir yer,doğası turistik yerleri ve adanın havası harika fakat yemek yemeniz gerektiğinde her lokantayı tercih etmeyin fiyat olarak gereksiz bie pahalılıkta o yüzden adama akıllı bir mekan seçebilirsiniz.

İkinci evim huzur bulduğum eğlendiğim keyif aldığım her köşesi her sokağı ayrı güzel olan yeşille maviye doymak istemiceğiniz bir gezi yeri . Küçük otobüslerle ulaşım çok kolay , tabi tercihe göre bisiklet kiralayabilir ya da yürüyüş yapabilirsiniz .

Bebek arabasıyla gelmeyin! manzara çok güzel ama 900mt bebek arabası itekleyerek yokuş çıkınca manzaranın tadını çıkarmak imkansızlaşıyor😅 biz ettik siz etmeyin 🙃

Son vapur saatini kaçırmadan muhteşem ada gün batımını seyretmeyi ihmal etmeyin

Çok güzel muhteşem bir yer ama çok kalabalık adanın kalitesi düşmüş. restoran konusunda seçici olmanızı tavsiye ederim temiz yemek yeri bulmak çok zor maalesef lavobalar bile 10/ 25 / 50 lira arası kime ne kaptırılarsa resmen Arap baharı yaşanıyor yazık olmuş.

Ada çok güzel araç trafiğine kapalı elektrikli bisikletlerle gündelik işler hallediliyor herşey mevcut kafe restoran market.

Her gittiğimde beni tekrar tekrar büyüleyen bir dokusu var. Adalardan sadece burayı ziyaret edebilme şansım oldu. Yürümeyi her ne kadar çok sevsem de yaz günü büyük tur yolu yapmak beni zorlayabilirdi. Büyük turun tamamını maalesef yapamadım yürüyerek belli kısmından sonra araç kullanmak durumunda kaldım. Yanınızda bir rehber varsa ondan dinleyerek yürümek çok daha güzel oluyor. Eğer varsa buraya gelen turlar onlarla gelmenizi tavsiye ederim. Belediyenin çok güzel mekanları var fiyatlar uygun. Merkezde biraz daha pahalı oluyor her şey maalesef. Fotoğraf tutkunları için de muazzam bir yer..

Büyükadanın tepesine sabredip çıkarsanız harika bir manzara göreceksiniz. Tavsiyem araçlarla repeye çıkıp yayan inmeniz. Bisikletle de adada gezebilirsiniz.
If you are patient to go top of Island you will see great view. My advice to go up with vehicles and go down by walk. Also you can ride bicycle inside island.

Önce daha güzeldi, şimdi her yerde bisiklet, yüreyemiyorsun bile. Ama yine de inanılmaz güzel bir yer, İstanbul'un gürültüden kaçmak için ideal bir yer.

Öncelikle gitmeden evvel güzel bir plan yapılması gerektiğini bizzat deneyimlemiş birisiyim. Sürpriz bir şekilde gidildiğinde gezilip görülmesi gereken yerler eksik kalıyor. Geçen hafta oradaydım. Keşke daha erken saatlerde gitseymişim. İnanılmaz kalabalıktı ve elektrikli araç sırası beklerken bir saatten uzun zaman kaybı yaşadık. Kiliseyi görmek için yokuşu yürüyerek tırmandıktan sonra saat 17 itibari ile kilise kapanmıştı normalde 16’da kapanıyormuş. Bilginiz olsun. Sanırım o gün bir esneklik gösterdiler. Yani eğer kilisenin içini ziyaret etmek istiyorsanız buraya erken gidin. Adadaki manzara şahane ve dondurmaları harikalı. Bu kadar kalabalık olmasa her şey daha da güzel olabilir. Bu arada biz bikinilerimizi götürmediğimiz için pişman olduk. İnsan gidince bir geceyi orada geçirip sabah erken saatlerde yüzmek istiyor.

İstanbul'a her ziyarette kesinlikle en az bir gününüzü ayırmanızı tavsiye ederim. Gerçekten huzur veren bir yolculukla ve eşsiz bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Ne yazık ki ada içerisindeki mesire alanları için kişi başı giriş ücreti alınarak çok yüksek fiyatlar istenmektedir. Bu konuya İBB nin el atması lazım ama ne yazık ki pek umutlu değilim...

Gayet guzel ve gezilmesi gerekiyor özellikle unutulmuş rumcocuk yetimhanesinin çevresi temizlenmeli ve insanlar o güzelliği gorebilmeli cogu kişi belli yerleri geziyor arkada Yörük Ali diye bir yer var bildiğin köy normalin cok dışında keşfetmek lazim

Tatil günlerinde asla gitmemenizi öneririm. Sahil çevresindeki kafeler yukarıdakilere göre daha pahalı olduğunu bilmenizi istiyorum. Dondurmacıların olduğu bir sokak var dondurmaların şekli güzel fiyatı uygun tadı normal. Elektrikli otobüslerle tamamen turlayıp sevdiğiniz yerde inmek. Dönüşte gezerek gelmek daha mantıklı çünkü gezilecek yerler yukarıda. Adalar kültür derneğinde sürekli sergi gibi etkinlikler oluyor konuma bakarak kontrol edin sanat severlere duyurulur 😂 Birde gözünüzü seveyim çöpleri çöp kutusuna atın ada güzel oldugu için geziyorsunuz çirkinleşmesine sebep olmayın 💞

Kalabalık ama çok güzeldi her yer cicek kokusu binalarla muhteşem görüntü her sokak başı denizin muhteşem manzarası kesinlikle mükemmel

Çok guzel bir yer

- Dondurma yemenizi kesinlikle tavsiye ederim
- Bisiklet kiralayip adayi turlayabilirsiniz (saatlik 100 ~ 150 tl ucreti var )
- Kiliseye cikmanizi tavsiye etmem cok dik ama manzarasi guzel (cikarken yaniniza mutlaka su alin ! )

Büyükada, İstanbul'un incisi olan Prens Adaları grubunun en büyüğüdür. Doğal güzellikleri, tarihi atmosferi ve araç trafiği olmayan sokaklarıyla ünlüdür. Ada, tarihi ahşap köşkleri, kiliseleri ve restoranlarıyla ziyaretçilere keyifli bir deneyim sunar. Deniz kenarında yürüyüş yapabilir, bisiklet kiralayabilir ve enfes deniz ürünleri yemekleri tadabilirsiniz. Büyükada, İstanbul'un stresinden uzaklaşmak ve doğanın tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktasıdır.

Adayı gezmeye giderseniz bisiklet veya elektrikli araçlar şart hertaraf yokuş. Kiliseye gitmek yürüyerek imkansız onun dışında eski yetimhane var ama pek bi olayı yok. Yüzmek içinde pek alan yok.

Adanın manzarası evleri atmosferi harika ama gerisi hep yokuş.. hep çile.. vapurdan inip biraz çarşıyı gezdikten sonra yukarı çıkmak için bisiklet ya da elektrikli araçları tercih etmeniz gerekiyor yoksa yürüyerek çok yorucu. Bisiklet ile yokuş yukarı olduğu içinde zor oluyor. Belediyenin yeni elektrikli otobüsleri size 34₺ karşılığında adanın çevresini dolaştırıp geri getiriyor gördüğüm kadarıylada gezi gibi değil çünkü otobüsler oldukça hızlı gidiyor. Yarı yolda inip daha sonra tekrar binebilirsiniz yeniden ücret karşılığında. Birde taksi olanları var onlar ise açılış ücreti 42₺ ve km başı yaklaşık 33₺ gibi bir ücret ve 3 kişi en fazla binebiliyor. Otobüs için sıraya girdiğinizde en iyi ihtimalle 1,5-2 saate sıra geliyor sıcakta beklenecek gibi değil.. esnaf deseniz adam dürtmeye yer arıyor her şey ederinden fazla fiyatlı. Denize girmek gibi bir düşünceniz yoksa eğer gezmek için bahar ayları daha mantıklı olur diğer türlü çok kalabalık ve sıcak insana çile gibi oluyor.

Çocukluğumdan beri gittiğim ve sevdiğim ada o kadar değişti ve kalabalıklaştı ki. Sırf Adalı arkadaşlarım olduğu için gidiyorum. Hafta içi dahi iskele ve vapurlar korkunç kalabalık oluyor. Dolayısıyla adadaki elektrikli otobüs kuyrukları da hayli çok. Bazen uzun süre beklemek gerekiyor. Adayı yazın çoğu insan denize girmek için tercih ediyor tabii. Araplar da çok var.

Haftasonu için koca bir günü ayırmamıza rağmen gezmeye doyamadığım her köşesini görmeye vaktim kalmamasına üzüldüğümü belirtmeliyim.Baharda güzel manzaraları önünüze çıkaracağına eminim. Yabancı turistlerin ilgisi sizi ülkenizde turist gibi hissetmesine yol açsa da gelip görülmesi gerek

Adanın binaları ve manzarası harika. Hepsine hayran kaldım.

Yağmur yağdığı ve çok bayır olduğu için Aya Yorgi Kilisesinin ve Rum Yetimhanesi'ne çıkamadık. Kikise ve yetimhane binasını görmek isteyenlere tavsiyem Lunapark Durağına kadar elektrikli faytonla çıkabilirsiniz. 30 lira gibi ücreti. Yarım saatlik bir ada turu yapabilirsiniz. Elektrikli faytonun yani sıra bisiklet kiralayıp bisikletle de gezebilirsiniz.

Yemekler normale göre biraz pahalı. Ama uygun bütçeye göre yemek yenilebilecek yerler de var.

Dondurmasını özellikle tavsiye ederim. Büyükada'ya gidip de dondurma yemeden dönmeyin derim.

Eski tarihi yapılar sizin de dikkatinizi çekiyorsa , birbirinden farklı mimari tasarımlara sahip köşklerin arasında temiz hava eşliğinde yürümek hoşunuza gidecektir.

Gezmesi çok zevkliydi, iskele tarafı kalabalık genel olarak. Onun dışında sakindi diyebilirim. Manzarası çok güzel. Plajların fiyatı ortalama. Yeme içme ise pahalı. Etraftaki pespembe çiçekler çok güzel duruyor. Evlere bakınca baya bi iç çektik,çok güzeller.

Çok güzel bir ada tabi orda yaşayanlar genelde çok zengin olmuş ve geride bıraktıkları köşkler var. Sabah erken saatlerde en geç 9 gibi gelip cafelerde vakit geçirilir yada kilise, park, bisiklet gibi aktiviteler yapılabilir. Eğlenceli mi derseniz daha çok huzurlu bir ortam var. Doğa yürüyüşü de çok iyi olabilir böyle bakınca keşke şurda 1 hafta konaklayacak yerim olsa demeden de edemiyor insan.

İstanbul'daki adaların en büyüğü olan Büyükada en son ada olup vapurla Eminönü ve Kadıköy'den 2 saate ulaşabiliyorsunuz. Gezilecek yerleri diğer adalardan daha fazla, konaklama yerleride, Aya yorgi tepesi en uğrak yer. Reşat Nuri' nin evide burada bulunuyor. Aynı zamanda Rum yetimhanesinin kalıntıları, ormanlık alanda çay kahve keyfi, denize girmek için plajlarda görülmeye değer. Resim çekmeye doyamıyorsunuz.

Adanın misafiri çok olduğu için kalabalık. Çocuklu aileler için iskelenin sağında kalan park alanından elektrikli otobüslere binin, ada büyük gezilmiyor yürüyerek yoruluyorsun. Bisiklete binenler var çarşıda kiralanıyor. Çarşı kalabalik, adanın yüksek tarafları daha sakin. Yürüyüş güzel oluyor. Pahalı her yer, bir limonatayı 30 liraya içtik. Suyu 5 liraya satan da var 10 lira satmaya kalkanda var. Sahil kısmını beğenmedim. Yerlerde yatanlar vardı zaten pisti de. Şehir hatları çok kalabalıktı binemedik. Eminönü den Turyol ile gittik. Ekstra zamlı zaten. Gezmedik demeyelim diye gittik yoksa tavsiye etmem.

kartaldan vapurla 20-25 dakika sürüyor. manzarası ayrı atmosferi ayrı güzel. ahşap evler sizi tarihe götürüyor. kediler bile çok huzurlu. dilerseniz bisiklet kiralayabiliyorsunuz veya elektrikli faytonla ulaşım sağlayabiliyorsunuz. ben yürüyerek gezmeyi tercih ettim. aya yorgi kilisesinin olduğu tepeye çıkmak her ne kadar yorucu olsa da görülmeye değer bir manzarası var.

Büyükada çok güzel, Bostancı sahilde vapura biniyorsunuz, İstanbul kart geçerli 21.90 tl, Büyükada sahilinde bir çok restoran var ama çoğu içkili, Konak restoran var orası aile yeri ve yemekleri çok güzel, yazın bir çok dondurma dükkanı var deneyin dondurması çok güzel, akbil basarak adayı baştan sona gezeceginiz araçlar var, artık atlı faytonlar yok, havası çok güzel, tepeden seyir daha güzel ama yollar hep yokuş,

İstanbula geldiyseniz görmeden dönmeyin. Klasik olarak bisiklet kiralayıp sokakları ve sahili dolaşmak çok zevkli. Belediyenin ada etrafını dolaştıran tur otobüsünü tavsiye etmiyorum çünkü hiç bir şey görülmüyor, duraklamıyorlar da. Kendiniz bisiklet ile dolaşın. Konak restaurantın balığını tavsiye edebilirim.

İstanbul adalarının en büyüğü ve aynı zamanda karaya en uzak olanı olan Büyükada, Bizans dönemindeki prenslerin sürgün yeri olmuş. 164 metre yüksekliğindeki İsa Tepesi ve 202 metre yükseklikteki Yücetepe isimli iki manzaralı tepesi ve tepeler arasında kalan vadileri ve plajları ile öne çıkıyor.
4,3 km. uzunluğu ve 1,3 km. genişliği ile adanın çevresini yaya olarak veya bisiklet ile rahatlıkla gezip dolaşmanız mümkün.

Adaları ilk kez gezme fırsatım oldu kısıtlı zamanda bence adanın hakkını veremedik 😊 sahilin denizin tadına hiç bakamadık ama şöyle bir dolaşıp yürümek, elektrikli araçla turlamak da çok güzel. Ada içinde bulunan yapılar ayrı bir hava katıyor doğal güzelliklere. Bir tek bize cami olarak gösterilen yer biraz bakımsız gözüktü bana.

Güzel vakit geçirdim, tekrar geleceğim 😎
Bisiklet turu yapmanızı tavsiye ederim 🚴🏼‍♂️ aceleye getirmeden ağır ağır tadını çıkartın.

İstanbul'un en güzel yerlerinden birisi Büyük Ada! Sokaklar mis gibi çiçek kokuyor ve her yer rengarenk. Sokakları denize açılan bir yerin kötü bir his vermesi zaten mümkün değil. Doğal kalmış nadir yerlerden olduğu için haliyle ilgi de fazla. Özellikle hafta sonu iskele kısmında neredeyse adım atacak yer kalmıyor. Mümkünse hafta içi ziyaret edin, hafta sonu tercih edecekseniz de sabah saatlerini tavsiye ederim.

İstanbulun gezilebilecek yerlerinden fakat biraz yorucu eğer dağ tarafına çıkacaksanız bisikletle çıkmayı düşünmeyin bile çok zorlu olucaktır

İstanbul'da trafikten uzak keyfinizce gezebileceğiniz baharda ciçekleriyle sokaklarında özenli bakılmış evleriyle, adanın sahil kenarinda yemek içmekle sorun yaşamayacağınız, süper doğanın tadını çıkarabileceğiniz yer..

İstanbul büyükada. Dört adadan en büyüğü bu. En güzeli de bu. Mutlaka yayan gezmenizi tavsiye ederim. Ormanin içinden gezerken tahmin bile edemeyeceğiniz şekilde muhteşem manzaralarla karşilacaksiniz. Dondurma mutlaka deneyin çok lezzetli. A101 var. Sahil kenari çoğu mekan alkollü. Sag taraftaki sahili daha sessiz.Gelis gidis istanbul kart ile 21 lira.Giristeki yerden bilet almayin sakin 35 lira şeklinde insanlari dolandiriyorlar.

Bu 5. Buyukada gezim :) atlı faytonların kaldırılması cok iyi olmus cunku atlar cok yoruluyordu etraf cok kotu kokuyordu. Ayrica yollar bakımdan gecirilirmis. Guzel calismalardan dolayi ibb tesekkur ederim. Kartal gidis donus istanbul kart ile 30 tl. 1 saatlik bisiklet kiralama 20 tl. Buyukada turu yaptim bisiklet ile cok guzeldi. Tekrarda ziyaret edecem ins.

Adaya ayak bastığınız ilk andan itibaren iskelesinin asaletiyla sizi mistik bir hava karşılıyor.
İlkbaharda doğanın uyanması ile birlikte göğsünde sakladığı renk cümbüşünun orta cikardigi eşsiz guzellige fazlasıyla şahit olabilirsiniz Büyükada da. Eğer adanın her yerini gezmek istiyorum karış karış derseniz bisiklet kiralamanizi öneririm, Fazlası ile yokuşları var çünkü, Yol bitince size tarihi köşkler eşlik ediyor ve onları seyrederken vaktin yada yolun nasıl bittiğini anlamıyorsunuz.
Ben iki tane klişe gördüm fakat ikisinde kapalıydı. Adalar Müzesi ise görülmesi gereken yerler arasında.

Çok yabancı turist var, eski sakinliği yok, esnaf özellikle bisiklet kiralamacılar resmen dolandırıyor sizi, dikkatli olun, fakat adamız hala güzel ve nezih.

Trafikten uzak havası temiz sessiz sakin harika bir yer birde alkolsüz yemek yerleri olsa gerçekten tamamen yerleşip yaşamalık yer. Vapurdan inince kalabalıktan uzaklaşmak en güzeli ya bisiklet kiralayıp tepelere sakin yerlere sürüceksin yada elektrikli belediye otobüsüne binip gitmek istediğin yere gidiceksin lunapark durağında inip aya yorgi kilisesinin olduğu tepeye çıkılabilir harika bir manzara yada bir başka tepe ahşap yetimhanenin olduğu tepe oraya çıkılabilir yokuşu biraz dik o yüzden dinlene dinlene çıkılması tavsiyem Alkolsüz yemek yeri arıyorsanız Vapurdan inince sol tarafa doğru giderseniz Konak restoran bi harika hem ew yemekleri hem et döneri çok güzel tavsiye ederim fiyat olarakta adaya göre çok uygun

İstanbulda gezilebilecek en güzel yerlerden, Adalarda gezilecek yerler;
Aya Yorgi Kilisesi ve Manastırı
Rum Yetimhanesi (içini gezemezsiniz)
Adalar Müzesi
Sait Faik Abasıyanık Müzesi
Reşat Nuri Güntekin Evi
Meryem Ana Kilisesi
Büyükada Tabiat Parkı
Dilburnu Tabiat Parkı
Plajlar
Aşıklar Tepesi Cafede dinlenilecek yerlerden manzarası çok iyi.

Çok beğendim. Yürüyerek çoğu yerini gezdim. Huzurlu, sakin doğa harikası bir ada. Atların kaldırıldığı iyi oldu. İyi bakılmıyor ve hor kullanılıyordu.

Çok kalabalık. Araçlar için çok sıra bekleniyor, bisiklet kiralamak yada yürüyerek Ayayorgi tepesine çıkmak daha mantıklı. Araç girişi yasak.fakat her yerden bir bisiklet yada elektrikli araç çıkıyor. Bisikletleri bilen bilmeyen herkez kullanıyor bu da bir çok kazaya neden oluyor.
Kısa ya da uzun tur yürüyüşü yaparken tuvalet sorunu var. Belediyenin belirli noktalara mobil tuvaletler eklemesi gerekiyor. İnsanları yol üzerinde ihtiyaç giderirken görmek çok kötü.

Araba kullanılmaması ada da çok güzel. Tek problem kültür tutu var İETT nin oda 34 tl olması lazım. Tek yaptığı şey başladığı yerden adayı dolaştırıp dönüyor ama hiç bir tanıtım yapan yok. Nerde ne var. Şurada inebilirsiniz burada gezebilirsiniz gibi bi konuşma yapacak kimse yok. Onun dışında çok güzel...

Kendine has evleri, dik ama keyif verici yokuşları, her açıdan görülebilen deniz manzarası, bisiklet kiralama imkanı açıkçası tüm güzelliği büyükada diğer adalardan farklı. Adanın tamamını gezmeniz için 2 3 güne ihtiyacınız bulunmaktadır. Çok yorulmadan gezeyim derseniz de saat kulesinin orada ki duraktan kalkan şarjlı araçlar ile adayı gezebilir siniz. Merkezinden çok üst tarafları ve denize gidilebilecek alanlarını tavsiye ederim.

Çok güzel bir deneyimdi. Öncelikle yolculuktan başlamam gerekirse. Gezinizi ve vapur yolculuğunu güzelleştirmek için ilk yapacağınız şey yanınıza sevdiğiniz bir kişiyi almak. Sonrasında termosunuza biraz çay, yanına da atıştırmalık. Böylece vapurda atıştırmalık, çay,muhabbet ve manzarayla keyif delirmesi yaşayacaksınız. Yanınıza muhakkak su ve küçük atistirmaliklar da alın. Mümkünse bir sırt çantası çok iyi olacaktır. Adaya inmeden gezi rotanizi ayarlayın. Özellikle zaman kisitliliğinız varsa. Gelişigüzel de gezebilirsiniz fakat bir çok güzellikten mahrum kalabilirsiniz. Tepede Rum Yetimhanesi var oraya kadar gitmenizi öneririm. Yapı muazzam büyüklükte. Sanirim Dunyada 2. Avrupada 1.büyük ahsap yapı. Mülkiyeti 2010 dan beri Fener Rum Patrikanesindeymiş. Ayrica tepeden manzara cok güzel. Adalar için favori tarih aralığım Nisan ortasından haziran ortasına kadar. Çünkü hem hava olarak hem de çiçekler,yeşillik, manzara olarak çok güzel oluyor.

İstanbulda kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Büyükada da motorlu taşıtlar yok, özellikle kış ve bahar aylarında sessiz ve sakin bir yer, yazın daha kalabalık, denize girmek için uygun plajıda var.

Aşırı büyük ve dağlık.. 1 günde tüm adayı gezmek imkansız. Aya yorgi kilisesine mutlaka bisikletle çıkın her ne kadar çıkması zor olsa da inmesi bir o kadar keyifli ve kolay oluyor. 45dakikada çıktığımız tepeyi 5 dakikada indik.. Bunun dışında eşiniz ile birlikte keyif alacağınız doğayla içiçe vakit geçireceğiniz araba ve araba sesinden uzak tatlı bir yer

Yollarda rahatca yuruyup bisiklet surebildigim deniz kenarinda cay icip etrafi seyre daldigim..alisveris yapmaktan keyif aldigim mutlulugun yuzume yansidigi yer

Yazın ayrı kışın ayrı güzel son dönemde orman Bakanlığının yaptığı yürüyüş yolu ve arka bölümde yapılan bisiklet yolu gerçekten harika tavsiye ederim 🚲🚲

İstanbulda gezilip görülmesi gereken yerlerden..Gezdikçe,yüzyıllık evleri gördükçe büyüleniyorsunuz..Tepeye Aya yorgiye doğru,yürüyün yada bisiklete binin adayı yaşayın Ormanı teneffüs edin..Her bütçeye uygun Restorant ve Cafelere uğrayın..Vapur yolculuğunda Dolunaya rastlarsanız kendinizi dahada şanşlı hissedeceksiniz

İstanbul'da yaşayıp her yerine hayran kalınan Adaları ziyaret etmemek olmaz. Turistik bir gezi planlıyorsanız mutlaka listenize eklemelisiniz. Tüm ada bisiklet kiralayıp gezilebilir, ama uyarayım her 10 metrede bir durmanız olası çünkü adanın her yeri fotoğrafçılık için bambaşka.
Ada'ya gemi yolculuğu ile ulaşırken size eşlik eden martılar ile harika kareler yakalayabilirsiniz ve kesinlikle eğer zamanınız varsa ada üzerinde gün batımını bekleyin aşağıdaki gibi beklediğinize kesinlikle değecek fotoğraflar yakalamanız olası.
Son olarak faytonların kaldırılması çok isabetli bir karar olmuş.
Hafta içi gidilirse yoğunluk azalacağından daha iyi gezebilirsiniz.
Tavsiye ediyorum.

Mutlaka görülmesi gereken bir yer. Yürüyerek gezmek en güzeli. İki saatinizi alır ama tadına doyamazsiniz.

Istanbul'un en büyük adası. Çok güzel bir ada gerçekten . Adayı her iki taraftan da yürüyerek veya bisikletle dolaşabilirsiniz. Bisikletle 1-2 saatte ayrıntılı bir şekilde gezebilirsiniz . Yukarıya ormanın i içinden geçerek çıkıyorsunuz. Oradan da Aya Yorgi'ye çıkabilirsiniz. Dik bir yokuş olduğu için bayağı zorlar ama değer çünkü tepeden muhteşem bir manzaraya sahip. Kesinlikle İstanbul’a gelip de buraya uğramadan dönmeyin . İyi yolculuklar dilerim 😊

Adayı gezmek için birgün fazlasıyla yetiyor. Biz sabahtan gittik öğlen olmadan ayayorgıye çıktık zorlu bir süreç orası. Sonra pandemideki kısıtlamalardan dolayı yemek yemeden geri döndük.

Sokaklarını, binalarını en sevdiğim ada. Eski atlı faytonların yerine yeni elektrikli faytonları koymaları çok çok iyi olmuş. Kısıtlamaların kalkmasıyla ve yazın gelmesiyle mekanlar da hareketlenmiş. Eski kalabalık ve canlı günlerine döndüğü için sevindim. Begonvillerine, tarihi evlerine doyamadım.

Büyük ada genel olarak herkesin bildiği gibi , Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğü . Diğer Adalar gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmış . Adanın en yüksek tepesinde Aya Yorgi Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı var , o kadar tepede ki mutlaka bisiklet yada ada taksi ile çıkmanız gerekiyor . Bu sefer ben çıkamadım çünkü , 🥺 içimizi yakan orman yangınları sebebiyle oraya kadar çıkarmıyormuş yasaklanmış . Ancak yürüyerek çıkılıyormuş . O da gerçekten zorlayıcı .

Denize girmek isteyenler için plajlarını yazıyorum ..;
Eskibağ Plajı
Halik Koyu Plajı
Prenses Koyu Plajı
Yörükali Plajı
Nakibey Plajı
Kumsal Plajı
Aya Nikola Plajı

Yolunuz İstanbul’a düşerse mutlaka Prens Adalarına birer gün ayırın . Ancak son dönemde çok kalabalıklaştı , ara sokaklar hala tenha ama iskelenin yanında çok fazla Cafe bar çay bahçesi ve Restorant var . Dolayısıyla özellikle iskele kısmı daha da kalabalık .

Büyükada, Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğüdür. Şehir Hatları ile Büyükada'ya kolayca ulaşabilirsiniz. Gerek atmosferi gerek tarihi yapısıyla insanı büyüler. Adayı bisiklet veya elektrikli araçlarla dolaşabilirsiniz tabi ben yürümenizi tavsiye ederim. İstanbul'un gürültüsünden biraz olsun uzaklaşmak ister, tarihi alanlarını keşfetmek isterseniz iyi bir seçim olacaktır.

Büyükada, Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğüdür.

Yüz ölçümü 5,4 km²'dir. Kış nüfusu 2000 yılı verilerine göre 7.320 kişidir. Evlerin çoğunun yazlık mahiyetinde olması sebebiyle yaz nüfusu kış nüfusundan çok daha fazladır. Maltepe sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Büyükada'da biri güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur. Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe'dir. Kuzeydeki tepe ise 164 metre yükseklikteki Manastır Tepesi'dir.

1930 yılında Karacabey mevkiindeki Rum Ortodoks mezarlığı yakınında bulunan ve Büyük İskender'in babası Makedonya kralı II. Filip'e ait altın sikkeleri ihtiva eden Büyükada Definesi, adanın tarihine ilişkin en eski bulgudur. Hepsi 207 altın sikkeden ibaret olan define şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Diğer Prens Adaları gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Adalar, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un Fethi'nden bir ay önce alınmıştır.

I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet sonrasında Rum halkını kaybeden Büyükada’daki canlılık 1930’lara kadar büyük ölçüde kaybolmuştur. Ancak, 1940'lı yıllara doğru, Cumhuriyet dönemi devlet ileri gelenlerinin ve yüksek bürokrasinin, varlıklı kesimlerin rağbet ettiği bir sayfiye yeri olma özelliğini yeniden kazanmıştır. Büyükada, bu dönemde yeni köşklerle, özenli ve zevkli yapılarla süslenmiş, İstanbul halkının günlük gezinti yerlerinin de başında yer almıştır. Adanın Kuzey-Güney doğrultusuna dik olarak çıkan Dil Burnu’nun iki yanındaki Yörük Ali ve Nizam Plajları, Luna Park, Aşıklar, Viranbağ kır gazinoları, korulukları, biri iskeleden başlayıp adanın tüm çevresini dolaşan büyük tur, diğeri Araba Meydanı’ndan başlayıp Dil’den, Aşıklar Kır Gazinosu’ndan Lunapark’a oradan da Maden’e geçerek binildiği noktaya dönülen küçük tur olmak üzere araba turları, Luna Park meydanındaki süslü eşeklerle yapılan geziler Büyükada gezilerinin başlıca eğlenceleri haline gelmiştir.

Adanın en yüksek tepesinde Aya Yorgi Kilisesi ve Aya Yorgi Manastırı bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, M.S. 6. yüzyıl'da inşa edilmiştir. Bu mevkide, birçok kilise ve manastırın kalıntıları da vardır. Bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşmış, bazıları yıkıntı olarak kalmıştır.

İsa Tepesi'nde ise Hristos kilise ve manastırı ile Rum Yetimhanesi bulunmaktadır. Rum Yetimhanesi'nin binası harabe olmasına rağmen hâlen dünyanın en büyük ahşap monoblok yapılarındandır.

Kumsal semtindeki Ayios Dimitrios kilisesi de Büyükada'nın önemli dini yapılarındandır. Adadaki çok küçük Ortodoks cemaat, büyük ayinlerini burada yapar.

Büyükada'da bulunan 4 camiden mimari bakımdan en dikkat çekeni II. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Camii'dir. Mimari açıdan Batı etkisinde inşa edilmiş bulunan mekân, Ada Cami Sokağı'nda bulunmaktadır.

İsminin hakkını kesinlikle veren bir ada. Özellikle buraya gelmişken Aya Yorgi Tepesine çıkmamak olmaz. Biraz yorulacaksınız çıkarken ama çıktıktan sonra göreceğiniz manzara kesinlikle değecek.

Her mevsimi ayrı güzel; yemyeşil ormanları, masmavi denizi, martıları, kedileri, köpekleri ve kirpileri... Doğa harikası, huzur ve dinginliğin büyülü adası Büyükada🍃🌻💚

Temiz, insanları güler yüzlü. Artık atlar yerine elektrikli araçlar var. Adaya ulaşınca bisiklet kiralayabilirsiniz. Uzun yoldan gitmenizi tavsiye ederim. Ormanlık kısımdan yani adanın çevresinden dolanınca çok güzel manzaralar görebilirsiniz.

İstanbul’da ki en büyük ada olan aslında o kadar büyük olmayan çok güzel bir ada ister yürüyerek ister bisiklet kiralayarak gezebileceğiniz muhteşem sokakları var. Dilburnu piknik alanı aya Yorgi kilisesi filan var. Kısaca günü birlik güzel vakit geçirmek isteyenler tercih edebilir..

Yılbaşı ve sokağa çıkma kısıtlaması olduğu için oldukça sakindi .
Hep kalabalık içinde gezerken tadına varamadığım adanın tadına vardım .
Bildiğimiz üzere artık faytonlar da yok yerine mini dolmuş ve taksiler getirtilmiş harika 🤩

İstanbul'da doğup büyüyüp de böyle güzel yerleri görmeyi çok geçe bırakmamalı imiş. Ada yolunda feribot yolculuğu bile haftanın bütün yorgunluğunu atmaya değer ve çok zevkli. Ada ise görülmeye gerçekten değer. Sabahın erken saatlerinde gidilerek tam bir gün ayrılmalı.2. gelişimde atlardan elektrikli otobüslere geçiş çok iyi olmuş. Ada eskisinden daha sessiz. Ancak adada 6 grup konvansiyonel yakıt kullanan araç var; çöp toplama, cenaze, polis, ambulans, Orman işletmeleri ve "Doğayı Koruma ve Milli Parklar Md." araçları...

Vapur ile Eminönü'nden gittim. Adada benzinli araç hiç yok desem yeridir herkes elektirikli araba, motor ve bisiklet kullanmakta. Adada bisiklet kiralayıp gezmenizi tavsiye ederim.

Arkadaşlar kendinize yürümek anlamında güveniyorsanız ve bol bol vaktim var diyorsanız bence bisiklet kiralamayın, eğer kiralayacaksanız da mutlaka ve mutlaka iyi bir bisiklet seçin, bir kere dağ bisikleti olmasına dikkat edin, ikincisi ise mutlaka frenlerini kontrol ederek kiralayın (artistlik olsun diye saçma sapan bisiklet kiralamayın) (günlük kiralama bedeli hemen her yerde 20 TL) ayrıca sıcak mevsimlerde ziyaret edecekseniz, hafif bir sırt çantasına mutlaka yedek tshirt hazırlayın. Bisiklet kiralamanız durumda da her halükarda yürümenizi (ilave bisiklet taşımanızı) gerektirecek dik (20 dereceye varan) rampalar olduğunu unutmayın,tabi bu rampalardan inişlerinde tehlikeli olduğunu unutmayın, çok sık yaralanmalı bisiklet kazası oluyor. Gezilecek yerler hemen her blog sitesinde mevcut ancak ne istediğinize karar vermek önemli, nasıl derseniz, doğa ile iç içe olmak tek derdim diyorsanız büyük tur denilen güzergahı izleyin (tabela çok az, gitmeden mutlaka blog sitelerini inceleyin), hayır benim derdim fotoğtaf çektirmek/çekmek diyorsanız, sokak sokak gezip, harika köşklerin tadını çıkarın adanın. Fotoğrafçı arkadaşlar mutlaka aya Yorgi Kilisesi ne çıksın (bisiklet ile çıkmak mümkün değil, yazmayı unuttum, isterseniz elk.li araç kiralama imkanı da mevcut ve keyifli olabilir) kilise den inanılmaz manzara fotoları çekmek mümkün ve imkan varsa gün batımı denk getirmeye çalışın. Burada makul fiyatlı bir tesis var ayrıca. Rum yetimhanesi inanılmaz bir yapı ancak özel mülk olduğu için girmek zor,, sempati yapmanız lazım fazlası ile. Bu iki yapı dışında bilinen eski köşk vb yapılar var ve bu kadar 😀 merkezde dondurma yemeyi de ihmal etmeyin ve vakit kalırsa heybeliye de geçin mutlaka (prens tur kartal - büyükada arası 14 TL ama ilginç bir şekilde büyükada - heybeli arası da 14 TL) unutmadan aşıklar yolu denilen yerde bir kafe mevcut orada da kısa mola vermek mantıklı. Diğer yazılarım için Hayat40tansonra.blogspot.com u adresini ziyaret edebilirsiniz

İstanbul’un gürültüsünden kaçmak ve biraz da tabiat ile iç içe bir gün geçirmek için, belki de kendinize birkaç günlük bir tatil vermek için Büyükada’ya gitmeye karar verdiniz. İstanbul’un incilerinden Büyükada’ya doğru yola çıktınız… Vapurda bitmek bilmeyen maviliğin içinde etrafı seyrediyorsunuz; İstanbul’dan uzaklaştınız. Hava çok güzel, günlük güneşlik ve bir süre sonra Büyükada’ya yaklaştınız. Hafif hafif rüzgar eşliğinde vapurdan inmeyi bekliyorsunuz ve Büyükada iskelesine ayak bastınız!

İskeleye varıldığı anda karşınıza çıkan Saat Kulesi ile beraber Büyükada’nın merkezine geldiğinizi anlarsınız. Büyükada merkez çok güzel olmasına rağmen işletmelerin ve insanların yoğunluğundan dolayı İstanbul’un Kadıköy ilçesinden farklı değildir. O yüzden bizim size önerimiz, hem kalabalığın içinden sıyrılmak hem de adayı keyifle turlamak için Büyükada’da Büyük ve Küçük Tur’a çıkmanız!

Mutlaka yapmanız gereken bir aktivite olarak Bisiklete binmek: fakat bunun için acele etmeniz gerekiyor. Büyükada’da öğle saatlerine kadar bile bisiklet kalmayabiliyor!

Küçük Tur

Ortalama 55 dakika sürüyor, 7 km’dir ve iskeleden başlıyor. Çankaya Caddesiyle devam ediyor. Nizam yolunu takip ettiğinizde Birlik Meydanı’na halk adıyla Lünepark’a ulaşıyorsunuz. Buradan Rum Mezarlığı, Karacabey Koyu, Maden Yılmaz Türk Caddesi’ni takip edip, Çınar Meydanı ve iskeleye tekrar dönüş yapıyorsunuz.

Sizleri yeşilliklerin altında, rüzgarın hafif estiği gölgeliklerde şehrin gürültüsünden kaçmaya davet ediyoruz! Tabii ki Büyükada Çarşı’da da gezebilirsiniz ama biz tabi biz pek önermiyoruz.. Çünkü kalabalık ve gürültülü. Bunun yerine Büyükada’nın iç taraflarına doğru bir geziye çıkabilirsiniz. Burada sizi birçok ahşap yapı ve yeşil atmosfer içinde bol bol oksijen karşılayacak.. Tabii tüm adayı yürümek biraz zorlayıcı ve yorucu olabilir bu yüzden bizim tavsiyemiz bisiklet sürmeniz!

Yemyeşil ormanların hakim olduğu Büyükada’nın genelinde, yangın tehlikesine karşı ateş yakmak yasak. Bu yüzden, özel işletmelerin sahip olduğu alanlarda bu amacınızı gerçekleştirebiliyorsunuz. Tabii piknik alanları açısından Büyükada’da kısıtlı seçenek var ve bu yüzden biraz kalabalık olabiliyor. Erken gitmeniz sizin için hem rahat hem kolay olacaktır.

Yorucu bir ada... (gezmeye gelenler için) Aya Yorgi kilisesinde ki manzara gayet hoş ancak tepeye çıkana kadar epey bir enerji sarfetmeniz gerek ve içerde resim çekmek yasak. Çok fazla atlı araba var ada da, sahil kenarında oturup manzara keyfini çıkartmak gayet güzel bir fikir olabilir. Bayram da gidilmesini tavsiye etmiyorum.

Hoş ama tezek kokuyor, şu at arabası yüzünden, onun haricinde bir sürü gezilecek yer var

Valla çok güzel bir ada. Lakin Eminönü'den 1.5 saat süren bir vapur yolculuğu var. Fiyatlar abartılı. Ufak su 3 ₺, faytonlar 60 ₺! Manzaralı, püfür püfür esen rüzgarı ile hoş zaman geçirilebikecek bir yer.

Çok ciddi bir kalabalık var.Cidden çok güzel yerler ancak buraya gelen insanları yolunacak kaz gibi görüyorlar kim ne tutturursa
Bu güzelim yerler çok daha mükemmel işletilebilir.
Paytonlar,motorsiklet ve bisikletler kiralanabiliyor.
Adanın sembolü haline gelmişler.
Evet bir kezde olsa ziyaret edilmeli mutlaka

İstanbulu ziyaret edipte şehir hatları ile adalara gitmeden İstanbul ziyaretiniz tamamlanmış sayılmaz, eksik kalır. Vapur ulaşımı başlı başına bir keyifken büyükadanın sokaklarında tarihi yalılar arasında dolaşırken kaybolmak istanbul da bir yerde geziyor olduğunuzu unutmak hayli ilginç bir tezat yaşatıyor İnsanda. Bu duyguları yaşamak için haydi şehir hatlarına haydi büyükada ve diğer adalara, iyi gezmeler.

Havası, doğası, ortamı ile İstanbul’da keyifle vakit geçirilecek bir mekan. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında kafa dinlemek için birebir. Gerek deniz kenarındaki lokantaları, gerek cafeleri ile son derece güzel. Fayton ile gezmek isterseniz ada turu 120 TL. Bisiklet kiralamak da güzel bir seçenek.

Adanın en yüksek tepesi. Her yerden görünmesi ve insanı baştan alan manzarasına rağmen çok yoğun değil. Ziyaretçiler arasında yasak bölge olarak biliniyor. Belkide bu yüzden çok gelen olmuyor. Manzara severler ve amatör fotoğrafçılar için iyi bir tercih.
Eğer ada merkezinden buraya kadar yürüme gözünüzü korkutuyorsa, bunun için merkezden Lunapark Gazinosuna kadar faytonla gelebilirsiniz. Oradan da yaklaşık 800 m yürümeniz gerekecek. Ama inanın siz yormayacak olan bir güzergah. Vardıktan sonra zahmete değecek bir doğa ve manzara keyfine ereceksiniz.

Her mevsiminin güzel her mevsiminde huzur bulduğum bir yer.... Doğasıyla villalariyla gezerken hat da bisiklete binerken ki güzelliği çok güzel... Ayrı bir memleket gibi görünüyor gözüme adalar... Cıvil cıvıl sokaklar en sevdiğim yerinde akşama rakı balık sofrası günüde öyle bitiriyorum zaten... Hafta sonu kalmaya güzel bir lokasyon...

Çocukluğumun adasından eser yok. Bu muhteşem doğa parçası her yerde olduğu gibi indan eli ile rezil edilmiş durumda. Arap ve yerli turist kaynıyor. Bu günübirlik turistler, beachler yerine (para vermemek için) deniz kıyıdaki yürüş be bisiklet yolunu beach'e çevirmiş durumda. A101'den aldıkları ile karınlarını doyurup, güneslenip, yüzüp tüm çöplerini orta yere bırakarak akşam evlerine dönüyorlar. Bu arada faytonların da durumu iç karartıcı.

Hafta sonu günübirlik gezilebilecek muhteşem bir yerleşim. Bütün bir adayı isater yürüyerek isterse kiralık bisikletle rahatlıkla gezebilirsiniz.

Şahane evleri, sokakları olan adamız da ciddi bir temizlik sorununa ve atlara yapılan zulme şahit olacaksın. adaya varana kadar ki vapur yolculugunda yer bulup otursanız ziyadesiyle keyifli bir yolculukda yapmış olursunuz. Adadaki atların çok zayıf olduğunu, sürekli kırbaçlandigini, yokuşlu arazide ne kadar zorlandiklarini görmek sizi üzecektir, dilerim bir an önce bu işkenceye dur derler. Adaya misafir olarak gelen ve bu yorumu okuyan kıymetli dostlar; elektirikli bisikletleri, normal bisikletleri ve diğer alternatifleri tercih edebilirsiniz seçenekler sahiden bol adada, ortak olmayın bu duruma. Ayrıca çok yoğun hayvanların idrarları kokuyor sokaklar, yasemin kokulariyla meşhur olmuş adaya hiç yakışmıyor, bu durumun yegane çözümü atları böyle çalıştırmayı bırakmaktan geçiyor

Her şeyiyle mükemmel bir yer ama bir an önce fayton çilesi sona ermelidir. Elektrikli mini araçlarla yine ada turu yapılabilir. Bu araçlar, at sahiplerine kiralanabilir ya da uygun kredilerle verilebilir. Faytonlarda kullanılan atlar için barınak yapılabilir. Bunların yapılması o kadar da zor olmasa gerek...

Büyük adada vakit geçirmek gerçekten de Harika. Özellikle bisiklet kiralayıp adayı turlamak adanın en güzel eğlencesi ama ; kesinlikle hafta sonları özellikle de Pazar günleri gitmeyin . Kalabalıktan ve arka arkaya gelen at arabalarından bisikleti süremiyorsunuz.

Güzel bir ada. Paytonla gezmek çok pahalı ama bizim gibi çocugunuz var ise yorulmamasi için iyi bir seçenek fakat en az 100 lirayi gözden çıkarın. Genel olarak güzel bir ada. Denize girme olanakları pek yok ama kınalıada denize girme bakımından daha avantajlı.
Umarım yararlı bilgiler vermişimdir. Iyi eğlenceler.😎

-Sokakta yürürken Türkçe konuşan duyunca şaşıracak kadar Arap istilasında
-Arka sokaklarda ki lokantalarda bile yabancılar çalışıyor
-Sahildeki alkollü mekanlar boş
-Güvensizlik hissi veren bir hava var
-Camiye çorapsız girilse daha az kokmaz mı?
-Faytonlar vızır vızır dolaşıyor. Faytoncuya kulak misafiri oldum. Sözü " ne yani sadece atlar mı ölüyor, insanlar ölmüyor mu?"

Herşeye rağmen Ada havası güzel...

Büyükada ya ilk defa gittim ama hiç hoşnut kalmadım. Öncelikle giderken turyol firmasıyla gittik ve içinde kendimi turist gibi hissettim. Tam 7.50 öğrenci bileti 6.5 TL. Vapurda portakal suyu aldık sözde taze sıkmaydı ama bildiğiniz suydu. Çayı berbat. Vapur pislik içinde. Neyse Büyükada ya gelicek olursak manzara çok güzel fakat yokuşu fazla. Ağaçları evleri muazzam. Gelgelelim faytonlardan yolda rahat yürüyemiyorsunuz aşırı hızlı gidiyorlar ve geçtikten sonra arkasında pis bir koku bırakıyor. Yazık atlara bir iki gün basında yer alıyor ama durum yine aynı. Bisiklet saati 10 lira. Sadece bir yerde günlük 15 TL idi. Yemek fiyatları aynı bazı arkadaşlar çok pahalı olduğunu söylemişti ama İstanbul daki fiyatlardan bir farkı yoktu. Dilburnu giriş ücretliydi girişe ünlülerin resimlerini ve bir iki film afişi koymuşlar sadece para tuzağı. En tepede lunapark ve aile gazinosu vardı. Yani ben pek gidilmeye değer bulmadım. Dönüşte belturun vapuru ile geldik İstanbul kart ile geçebiliyorsunuz. Tam 5.20 TL . Öğrenci 2.60 TL. Vapur çok temizdi ve içinde güvenlik görevlisi vardı. Çayı kahvesi iyiydi. Tost aldık o da güzel di. Bir daha büyük adaya gitmeyi düşünmüyorum. Tavsiye de etmiyorum.

Bu adada villası olan yaşlanmaz herhalde:) yürüyüş veya bisiklet ile adayı gezebilirsiniz. Fayton mevzusu bana hiç çekici gelmiyor ve atlara üzülüyorum. Bakımlarının güzel ve eksiksiz yapıldığını bilsem eyvallah ama sanmıyorum. Hallerinden çok da memnun görünmüyorlar. Son olarak tatil günleri vapurlar ve ada merkezi kalabalık.

VAPUR , DENİZ , FAYTON , BİSİKLET
Büyükada’ya ulaştığınızda iskeleden sonra çok fazla fayton ve kiralık bisiklet görülüyor. Biz gittiğimizde yürüyerek merkezi yerlerini gezdik, günübirlik gitmiştik. Büyükada’nın kendine has bir ortamı var , konaklar çok etkileyici , adada ağaç bol , havası zaten temiz. Vapurla ada ziyareti yapma fikri insanda heves uyandırıyor. İstanbul’un belli kesimleri uzaktan görülebiliyor. Gidişte ve dönüşte diğer adalara uğrayan vapur yolculuğu çok hoştu.

Motorlu taşıtın yasak olduğu tertemiz cıvıl cıvıl bayıldığım harika bir yer. Bisiklete bin faytona bin piknik alanında takıl güzel bir ada