Ada çok güsel çok keyifli.
Genel olarak her yer temiz
Elektrikli araç ve bisiklet kullanıyorlar
Ada nın koyları gayet temiz ve güzel
Vapur saatleri çok makul
Genel olarak ada çok keyifli
Adalardan en sevdiğim yer 😌

Keyifle yürüyüş yapılabilecek, Ergün pastanesinin nefis lezzetleri ile tanışacağınız, güzel evleri ile tarihi dokusunu koruyan ada 🤍💙

Hala şirinliğini koruyan, halkı ve esnafı ile pozitif enerji saçan benim en sevdiğim ada.. Gündüz Kalpazankayada denize girip, öğleyin adayı Sait Faik Abasıyanık müzesini ziyaret edip akşam üstü kaşık adası görüntüsünde çay kahve dondurma keyfi yapmak. Sonrasında ışıl ışıl bostancı manzarasında deniz mahsulleriyle akşam yemeğini yemek. Denizin kokusunu ciğerlerine çekmek martı sesleriyle huzur bulmak. Burgaz işte böyle bir yer.
Artık ring vapur seferleriyle gidiş dönüş problemi de yok. Herkese tavsiye ederim

Sezon olmasına rağmen çok sessizdi.
Guzeldi ama çok canlı değil.

Sokaklarda gezerken adım başı hayvanlar için konulmuş su kablarını görünce çok mutlu oldum . Öyle ki martılar bile kediler ile birlikte sokak aralarında ve insanlardan kaçmıyordu 😻♥️ . Market arayışımız sanırım boşaldı. Küçük market veya tekel tarzı yerler vardı. Gezerken bisiklet , scooter kiralayıp kullanabilirsiniz. Plajlara giriş ücretsiz tuvalet, duş, şezlong ve şemsiye ücreti ödüyorsunuz sadece . Hesaplı alışveriş yapayim restoranda harcama yapmayım derseniz adaya gelmeden önceki aktarmanizda market alışverişinizi yiyecek içecek ihtiyacınızı karşılayın. ✌️ Bu açıdan değerlendirirsek Büyükada daha iyi .

Çok güzel ve şirin bir ada

Derli toplu, nispeten daha az kalabalık ve turistik, huzurlu. Bir kere içerisinde Sait Faik Abasıyanık müzesi barındıran bir ada olması sebebiyle özellikle tercih edilmeli ve evi gezilmeli. Onun dışında iskeleden inince karşıdaki Ergün Patiseride milföy pasta yenmeli, denizi sağa alınca düz devam edilirse rakı için güzel meze ve makul fiyat sebebiyle Yasemin restoran tercih edilmeli, daha fazla devam edip çamakya aile plajında denize girilmeli (30 tl kişi başı), o plaj beğenilmezse aynı yoldan devam edilmeli ve Madam martha koyuna gidilmeli (şezlong 20 tl, çadır atan çok var daha gençlere ve şezlong kullanmayanlara hitap ediyor, koy olarak denizi beklediğimden çok daha güzeldi), oradan çıkıp peyote nin mekanı - cennet bahçesine gidilmeli veya hemen onu geçince halka açık burgazada öğretmenevinde karın doyurulmalı. Sonra Burgazada camiine doğru yol olarak meşhur ikiye ayrılan yol görülmeli. Yine sonra dilerseniz cemevi çay bahçesinde çay,kahve içilmeli tavla oynanmalı dinlenmeli, ona gelmeden gövdesinde kocaman boşluk olan Çınar görülmeli (anjelik unlu mamullerinin hemen önünde). En son indos barda bir bira içip dönülmeli:) en azından ben öyle yaptım...

Harika bir yer İstanbul’dan uzak İstabul’un içinde kafa dinlemek huzur bulmak için kaçıp gidilmeli. Özellikle Nisan,Mayıs ve Haziran ayını öneririm yaz kalabalığı yoğunluğu olmadan kışın yorgunluğunu atın derim.

Doğal yapısı ile tam bi trekking ortamıdır. Zirvesine tatlı bir meşakatle çıktığımızda bizi hristo manastırı karşıladı. Zangoçu tatlı bir hanımefendinin yönlendirmesi ile ve cuzi miktar karşılığı mum yakarak dileğimizi dileyerek önce Kalpazankaya plajı sonrası ise Madam Martha koyuna gidip bol temiz iyotlu havasını soluyup başladığımız yere vardık. Parkurumuzu toplamda 10 km ile adanın tamamını dolaşmış olduk.

Heybeli ve Büyükadaya göre çok daha sakin.Bu adalara oranla köşk yoğunluğu da nispeten daha az.Ama gayet huzurlu ve keyifli.Marta koyunu ve Aya yani kilisesini görüp Sait Faik Müzesini gezin.Sahildeki mekanların da keyfini çıkarın.

Şehre yakın ama bir o kadar uzaklara gitmiş gibi hissediyor insan. Trafik gürültü ve kalabalık yok. Adaların içinde en sakin olanı diyebilirim Burgazada için.
Sahilde restoranlar kafeler mevcut.
İskeleden kalpazankaya tarafına güzel yürüme yolu var. Özellikle bahar aylarında çok keyifli.

Vapur iskelesinden inince martılar karşılar sizi. Birden bire kendinizi minik bir çarsinin ve kafelerin arasında bulursunuz. Ama 2 dakika sonra is değisir. iki yani ağaclarla donanmış patikalardan yürürsünüz. Eger bu yürüyüşü çok kacırırsaniz kendinizi adanın arkasıda bulursunuz. Güzel bir balık restoranı ve kalpazan kayayı görüyorsunuz. Mavi ve yesilin budenli güzel birlesiminden dolayi biranda kendinizi sarhos olmus bulursunuz. Adanin bu denli güzel kokan denizimiydi sizi budenli sarhos eden , yoksa aksamleyin çamakyada mehtaba karsi otururken birayi mi cok kacirdiniz, ama bunu hic bir zaman bilemeyeceksiniz. Güzel gecen bir günün ardindan martilar sizi ugurlar vapurdayken... Karanlikta arkanizi donmus adanin yavas yavas kaybolan isiklarini izlerken kendi kendinize bu cümleyi söylersiniz "sait faik ne kadar da hakliymis."