Bulgar Kilisesi, kanatlarını açan kapılarla karşılanırsınız. Kapsamlı bir ziyaret için bu İstanbul'un en özel kökenlerinden birine adım atın. Dikkatli olun, tarihi yer ile günümüzün uyumlu karmaşıklığının merkezi olan Bulgar Kilisesi! Mahallenin kalbinde yer alan Sveti Stefan Kilisesi, bir zamanlar İstanbul'un Fener semtindeki en büyük ikonik simgesidir. Daha sonra ona adlandırılan Demir Kilise olarak da bilinen bu kilise, hareketli bir tarihe sahiptir. Kalbinin zengin kültür ve geleneklerini yansıtan kilise, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içindeki ilk ayrı dini topluluğa sahip bulgarlardan oluşan ilk kez 28 Şubat 1870'de belirtilen tarihte tanındı. Yangınla savaşmasına rağmen kiliseye dönüştürülmüş ve bugün hala ayakta olan Demir Kilise, Hovsep Aznavour tarafından yönetildiğimizde inşa edilmiş ve bugün senin de açık kilise kapılarıyla karşılanmaya hazır. Kapılarına yaklaştığınızda, Çan kulesiyle karşılaşırsınız; bu, giriş kapısının üzerinde ve kırk metre boyunca uzanan, yüksek bir kule. Kaleye dökülmüş iki Rusya'dan gelen ve bugün hizmete açıldığı ikinci parça da var. Kiliseye bağışlayan kişiyi onurlandıran Osmanlı davalısı Stefan Bogoridi'nin hatırlatıldığı için kilisenin adına 'Aziz Stefan' olarak kimliğini verildi. Kapılarınızda karşılaşacaksınız hareketli bir ortamda, yumuşak güzellikler ve gösterişli süslemelerle birleştiği etrafa daha fazla takdir duyanlar. Yol boyunca bulabileceğiniz canlı renklerle ve ayrıntılarla hazırlanmış iç mekan, ortalama özelliğe sahip bu orta büyüklükteki kiliseye hayranlık duyacaksınız. Mevcut tesisin değişiklikler ve yenileme işleriyle birlikte, ziyaretçilerin sayısı giderek arttı ve hizmete açıldı. Kapıları herkese açıktır, güvenliği ve düzeni destekleyen hatalar veya çatışmalara izin vermedikleri için. Ziyaret etmekten ve günlük hayata devam ederken Instagram'da @unclebubba'yı takip ederek dünyanın farklı açılarında görsel olarak bu zengin kültür ve gelenekleri deneyimleyebilirsiniz.