Ataşehir Voleybol okulu/Ataşehir Kartalları Klübü sağlıklı bir iletişim için muhatap bulamayacağınız bir olusum. Boş boş oyalanmak ve üstüne haksızlığa uğramak isteyen varsa buyursun gelsin. İki senedir lisanslı oynayan çocuğa gelecek sene midi takımda oynayacak diye oyalayıp durdular.
Çocukların sadece bir kısmına hakim, geri kalanın adını bile bilmeyen antrenörler elinde ziyan oldu çoğu çocuk. 1 stajyer ve 1 antrenöre 18-20 civarı çocuk atandı. Antrenörümüz odaklandığı çocuklar özelinde seviliyor olabilir, ancak çocuk kalabalığından olsa gerek, 6-7 çocuk dışında hiçbir çocuğa odaklanmadı. İlgilendiği çocuklar hatalı bir atış yaptığında tekrar deneterek doğrusunu gösterirken, ilgilenmediği çocukların hatalı atışını düzelttiğine nadiren şahit oldum.Sene ortasında 20 çocuğu iki takıma bölmeyi akıl ettiler ama komik bir şekilde iki takım da aynı antrenöre bağlı çalıştı.Ben gözlemlemeye devam ettim çünkü takımları neye göre ayırdıklarını anlamaya çalıştım çünkü konu çocuklar arasında zorbalığa dönüşmüştü. Kötü Takım denen takımda 5-6 çocuğun oynama seviyesi diğerlerinden negatif ayrışıyor ama kötü takımın kalan 4-5 oyuncusu orta seviyede oynuyor. Çocukların kendi aralarında İyi Takım dedikleri takımda ise 4 belki 5 çocuk diğerlerinden daha iyi oynuyor diyebilirim ve kalan 5 çocuk kötü takıma kalan orta seviyede oynayan oyunculardan farksız, 4-5 çocuk aleni potansiyelinin altında bırakıldı diyebilirim. Hatta birkaç antrenmanda üşenmedim kaçan sayıları, atılan iyi servisleri, parmak paslarını saydım, videoya kaydettim tekrar tekrar izledim, objektif görüş de aldım ve anladım ki; iyi takımda yer alan oyunculardan orta seviyede olanların bazıları kötü takıma kalan orta seviyedeki oyunculardan da kötüydü. Belli ki bilmediğimiz başka durumlar var ama iyi takımın tamamının seviyeye göre oluşmadığı kesin. Bazı çocukları spordan soğuttular maalesef. Bu garip ortamda çocuk da kendi eksiklerini öğrenemedi.
Özetle, 1 sene bomboş hiçbir şey öğrenmeden geçirdik bu klüpte. Takım seçimleri son derece sübjektif ve ciddiyetsiz yapılıyor, seçerken kriterleri net olan, sadece antrenörün gözlemine dayanmayan birkaç aşamalı sonunda not alacakları seçme sınavı yaptırmalılar ki anlayalım iyiyi kötüyü, çocuklara belli sayıda servis attır, belli sayıda smaç attır, belli sayıda parmak pası attır ve en iyi olanları bu tür objektif kriterlere göre seç ama bunları yaptırırken her çocuğu gerçekten gözlemle; o kalabalıkta çocukların yarısının yüzüne bile bakamıyor ki antrenör servis atmasını incelesin. Antrenörler çocukların bazılarına incelemeye dahi tenezzül etmiyor, iyi atışlarının çoğunu gözden kaçırıyor.
2 ay antrenörün ve yönetimin çocukla ilgili seneye planlarının ne olduğunu anlamakla vakit kaybettim; antrenörü “lisanslı oyuncu tabii ki takımda olacak listeyi yönetime verdim onlar nihai kararı verecek derken, yönetim antrenör karar verecek” deyip durdu biz size döneceğiz deyip 2 ay kaybettirdiler, başka klüplerin erken kayıt indirimlerini de kaçırdık bu arada, en nihayetinde o liste nasıl bir listeyse bir anda biz listede yok olduk araya başka durumlar/kişiler girdi belli ki…Sonuç olarak etik olmayan bir şekilde bizi oyaladıkları gibi; sanki biz kendimiz kafamızdan uydurmuşuz lisansı kendileri vermemiş, lisanslı oyuncu tabii ki midi takımda olur diyen kendileri değilmiş gibi komik ve naçar söylemlerle klubün profesyonel olmadığını kendi ağızlarıyla teyit ediyorlar.
Beşiktaş gibi klas bir klübün adı, iletişim ve yönetim yetkinlikleri olmayan tuhaf bir yönetim anlayışında ziyan olmuş çok üzgünüm. Zaten gerçek Beşiktaş da değilmiş sadece franchising almış tamamen ticari bir işletme olduğunu yeni öğrendim.