Balaban Köyü – Şehirden bir adım uzak, zamandan bir adım derin bir yer…
İstanbul’un karmaşasından sıyrılıp kuzeye doğru yol aldığınızda, betonun yerini yavaş yavaş yeşile, klakson seslerinin yerini kuş cıvıltılarına bıraktığı bir yerde çıkıyor karşınıza Balaban Köyü. Burası, şehrin neredeyse unuttuğu bir huzurun, doğayla iç içe yaşamanın hâlâ mümkün olduğunu fısıldayan bir köy…
Yol kenarında başını uzatmış papatyalar, gölgeli ağaçların altında dinlenen yaşlı köpekler… Taş duvarların ardında, gözleriyle konuşan kediler… Her biri bu köyün sessiz ama derin anlatıcıları.
Balaban’da sabah başka, akşam başka… Sabahları taze ekmek kokusu yayılıyor ahşap evlerin arasına. Tarladan gelen bir traktör sesi, horozun ötüşü, komşunun kapısını çalan güneş… Gün burada telaşsız başlıyor. Ve gün batımında, gökyüzü sanki yavaşça bir örtü gibi iniyor köyün üzerine — her şey sustuğunda bile doğa konuşmaya devam ediyor.
İnsanları içten, selamları gerçek. Balaban’da biriyle tanıştığınızda, sadece adını değil, hikâyesini de öğreniyorsunuz.
Her adımda geçmişin izleri, her bakışta doğanın sonsuz sabrı var.
Şehirde kaybolmuş gibi hisseden herkesin yolu bir gün buraya düşmeli. Balaban Köyü, kaybettiğimiz yavaşlığın, unuttuğumuz dinginliğin adıdır belki de.
Çocuk parkı
Yok
Köpeklere uygunluk
Uygun
Piknik alanı
Mevcut