Bir gün Ağındaki babası Büyük Hoca Efendi’den kendisine bir mektup gelir. Büyük Hoca Efendi mektubunda: “Oğlum, şeyhül İslam dahi olsan gözümde yok. Memleketine dön, biraz da memleketine hizmet et.” diyerek onu Ağına çağırmaktadır. Müderris Hüseyin Efendi bu mektubu alır almaz doğru Hacı Ali Paşanın yanına koşar, ona babasından gelen mektubu okur. Hacı Ali Paşa şaşırır, çünkü böyle bir fırsatı herkes değerlendirmek İster.
Hüseyin Efendi Ali Paşa’ya: “Bana bir iyilik yapacaksanız babamın da arzusuna uyacak mahiyette olsun. Sizden bunu istirham ederim.” deyince, Ah Paşa: “İyi ama, nasıl bir şey olmasını istiyorsunuz?” der. Müderris Hüseyin Efendi konuşmalarım önceden tasarlamış olacak ki:
”Ağın’da bir medrese yaptırırsanız, ben de vücudumu vakfetmek suretiyle hizmet ederim.” diye karşılık verir.
Hacı Ali Paşa, Hüseyin Efendinin bu arzusunu yerine getirmek üzere kafi miktarda parayı vererek onu 1880 yahut 1881 yılında Ağına yollar. Hüseyin Efendi medresenin yapımına başladığı sıra Ağın halkı da ona yardımcı olurlar. Kısa zamanda iki katlı olarak yapılan medresenin plan ve projesini Müderris Hüseyin Efendi bizzat kendisi hazırlamıştır.
İşte size bir başarı hikayesi uzaklara gitmeye hiç gerek yok. Yokluk içinde, kendi emeğiyle Ağına bir medrese kazandırmış Müderris Hüseyin Efendi...
Gelecek nesiller bu hikayeyi hiç unutmasın.